pico park - çok güzel ama çok kısa. hemen bitiveriyor.
plate up - overcooked'u çalıştıramadığımız için indirmiştik. stresli ama gerçek bir teamwork.

Stardew Valley
Torchlight 2, 3

sea of thieves sizin ilacınız, bende gelirim.

valheim'a da gelirim. sea of thieves de valheim'in binasız sadece gemi inşalı versiyonu işte.

Dertsiz tasasız ve mücadeleci seviyede yetenek odaklı olmayan şeyler arıyorsunuz sanırım. Phasmophobia ve Among Us ekleyeyim oraya. Basit mekanikli.

Tam olarak aradığınız tür değil ama siz yine de swat 4'e ve onun ruhsal devam oyunu olan ready or not'a bir bakın derim.

Ayrıca "Keep Talking and Nobody Explodes" da gidebilir.

Worms World Party

2002 den beri sıkılmadan oynarız hayatımda en zevk aldığım multiplayer oyunlardan biri old but gold

süre bittikten sonra arka plan özelleştirme, tema rengi değiştirme gibi bireysel özelleştirme bazlı fonksiyonlar erişilmez hale gelir, sağ alt köşede "windows'u etkinleştirin" yazısı kalıcı olarak hep durur. film filan izlerken bile görürsünüz, can sıkıcıdır.
anladığım kadarıyla tam sürümü yüklemek için www.microsoft.com adresinden orjinal windows 10 satın alıp bilgisayara indirmeniz ve sıfırdan kurulum yapmanız gerekiyor. çok fazla beklentiniz yoksa home versiyonunu yükleyebilirsiniz.
microsoft dışında ürün etkinleştirme anahtarı satan siteler var ama pek güvenilir görünmüyorlar açıkçası.

Gittigidiyor, hepsiburada gibi sitelerde "etiket" ile satan ve size etiketi fiziksel olarak kargolayan satıcılar var. Güvenilir birinden alın geçin, orijinal Windows'unuz olur.

Ancak ofiste kullanacaksanız bu Windows lisansları bazen sıkıntı çıkarabiliyor, ofiste kalacak bir demirbaş bilgisayar için kullanacaksanız Microsoft'un kendi sitesinden lisans alıp e-faturayı saklayın.

benim eski bilgisayarıma ait bir win10 keyi var. istiyorsanız bir deneyin olursa kullanırsınız. mesaj atarsanız vereyim, olup olmadığını da bana bildirirsiniz.

Sararmasın diyosan creavit.

vitra'nın servisiyle ne işiniz olacak? takıldıktan sonra bitti gitti. araba değil bu.

amortisörlü kapak iyidir hoştur ve sonradan da takılabilir. pahalıdır.

vitra, kale, duravit. bütçe sıkıntınız varsa ege seramik ve diğer alt segmentler de olabilir.

açıkçası temizliğini düzgün yaparsanız içi sararmaz ve kir tutmaz. sıkıntı da yaşatmaz.

bütün kapaklar kırılabilir hikayesine bakmak lazım. ayı gibi kapağın üstüne tünersen kırılır mesela. kapak 120 kilo tartıyorsa 150 kilo oturursan kırılır. normal kapağa her türlü tünersen kırılır. düzgün kullansan bile belli bir sene sonra kapağın altındaki lastik aşınır/kayar dengesizleşir. kullanıcı bunu farketmez ve momentini alır kırılır.

iç mimarım, kesinlikle cevabım ECA SEREL

Selam,

Vitra'nın akıllı klozetlerinden alın, en düşük modeli bile yeterli. Günlerimizin önemli bir bölümünü geçiriyoruz aslına bakarsanız klozetlerin üzerinde, fakat kapak ısıtması, sıcak ve basınçlı su ayarı gibi naneler kullandıkça kıymetini anladığınız şeyler oluyor. Sararma falan da olmuyor düzgün temizlendiğinde.

Senelerce bir klozeti kullanacaksınız, verdiğiniz paraya acımayın.

(bkz: Sheridan's)

passport scotch

varım limon

Gordons cin alıp ve tonik alıp cin tonik

35 liği 79 liraydı carrefourda, tarife göre 6 bardak çıkar, 3 bardak kafanı baya güzel yapar, mayalı içkiler gibi de (bira, şarap) rahatsız etmez

ballantine's

Safari , yüzde 20 alkollü , portakal suyu ile tadından yenmez.

volim

aperol alabilirsiniz. tek başına içilmez kokteyl olarak kullanıyorum ben. san pellegrinonun portakallı gazlı içeçeği ile karıştırıp içiyorum.
yada beyaz şarap ve soda ile de karıştırılıp içilebilir.

malibu da aynı şekilde hem koku hem tat olarak rahat bir içkidir. kola ve limon ile bile içilir. ananas suyu ve limon ile de meyve suyu tadında alkollü içki elde edersin.

tabi bunların fiyatı makul değil ne yazık ki.

cin+tonik +1

beyaz sarap? bence ideali beyaz sarap. sava premium falan idare eder. veya angora. yine zorluyorsa ustune 3/1 veya yarim gazoz ekleyin.

votka? votka+türk kahvesi+ süt.
bi ara bu üçlüyle tombikleşmiştim.

alkol dostunuz diildir. bence içme ama :D

Amsterdam navigator. İki tanesine mis gibi olursun.

keglevich kavun, mis gibi lıkır lıkır gidiyor çakır keyif de yapıyor.

aradığınız şey Aperol Spritz

Rose şarap+Sprite

istifada herhangi bir prosedür vs yok ekstra bu süreçte. istifa mektubunuzu insan kaynaklarına bildirmeniz yeterli.

@kablelvuku Söylediğim gibi, aslında kurumsal bir yer sayılmaz ofis. İşveren de oldukça sıkıntılı biri...

Öyle insan kaynakları gibi bir oluşum yok yani anlayacağınız... Yine de istifa mektubu olarak bir dilekçe falan mı yazmalıyım? Yoksa gidip "Merhaba, Şahacenabettin Bey, Ben cuma günü işten ayrılmak istiyorum." demeliyim...

"Ayrıca ortada bir iş sözleşmesi falan yok" demişsiniz, sigorta girişi vs. yapıldı mı peki? sigorta girişiniz yapıldı ise resmi çalışansınız ve istifa dilekçesi sunmanız gerekiyor patrona. "ben ayrılıyorum" demekle olmuyor yani. orada çalışma sürenize göre de ihbar süreniz var (yani istifa ettikten sonra da bir süre çalışmanız gerekecek).

bu arada işten ayrılırken de "siz pandemi sürecinde bizi ücretsiz izinde gösterdiniz ama çalıştırdınız, bu kanunen suç. şikayet etmemi istemiyorsanız tazminatımı da verin." diyebilirsiniz bence. bunu patrona söylemeye çekiniyorsanız (kıl birisi dediğiniz için yazıyorum) işten ayrılmadan önce, pandemi sürecinde çalıştığınıza dair kanıt toplayın ve sgk'ya şikayet edin. en azından hıncınızı almış olursunuz (sizden kesitği paranın kaç mislini ceza olarak öder).

İK olmasa da personel sorumlusu vs. vardır. Özlük dosyalarını falan ayarlayan, işe girişte belgeleri verdiğin kişiye dilekçe yazıp vermen lazım. İstifa dilekçen de özlük dosyasına koyuluyor.

Lütfen adamın yaptığı bu davranışları sgkya bildirin.

Kendisine istifa ediyorum çıkışımı verin de. Kıllık yapar hayır ihbar süresi vs derse de sgkya bir telefon edip sorayım mı de.

Toptan cevaplarsam sanırım daha iyi olacak,

Pandemiden biraz önce işe başlamıştım, SGK'ya girişim yapıldı. Ancak pandemi sürecinde SGK kayıtları aşağıdaki gibi, (tabi 1 haziran itibariyle hep ofisteydik bu arada)

prnt.sc

Kısa süre önce işe başladığım için kıdem tazminatımın olmaması gerekli. Zaten onun peşinde de değilim, derdim işyerinden başıma bir iş açılmayacak şekilde ayrılmak. Patronun kıl olmasını bu yüzden vurguluyorum.

Sanırım en temiz yöntem 14 günlük ihbar sürecini hesaba katıp öyle işten ayrılmak. Patronla şimdi "ben işten çıkıyorum, zaten ücretsiz izine ayırdınız, ihbar tazminatı istemeyeceğinizi umarım." gibi bir koşul üzerinde anlaşsak bile daha sonradan adam sözünden dönebilir galiba...

Ancak aklımda @denizgonen 'in yöntemi de dolaşıyor. Bakalım, patronun hal ve hakeketlerine bağlı...

yanılıyorsam hukukçu arkadaşlar düzeltsinler ancak siz resmi olarak çalışmış görünmüyorsunuz hiç, işe alınıp doğrudan ücretsiz izne çıkartılmışsınız (resmi olarak) bu durumda sizin ihbar süreniz de olmaması lazım.

kaldı ki siz ücretsiz izinde olduğunuz için size "gelip çalışacaksın" deme lüksleri de yok. bence gidin istifanızı verin, 1 aylık maaş istediğinizi ve bundan sonra çalışmayacağınızı, kabul etmezlerse de sgk'ya şikayet edeceğinizi belirtin. zira sizi 4 ay çalıştırıp maaşın bir kısmını ücretsiz izin ödeneğinden ödetmeleri yüzünden haksız kazancı daha fazla.

www.hepsiburada.com

Yandaki tekerliği orta tekerlek olarak kullanabilirsni muhtemelen, baş parmağını kullanmış olursun, baş barmak daha dayanıklı gibi.
Touchpade alışmak da fena olmayabilir ben laptop kullandığım dönemde mouse'dan daha rahat edebiliyordum neredeyse.

yazılımcıların derdi de bir başka oluyor ya, mouse tekerleği kullanırken parmak sakatlamak falan.

hidrolik direksiyonlu mouse lazım size.

logitech mx master serisi +1

ben ilk modeli kullanıyorum 4-5 senedir falan, kesinlikle tavsiye ederim. Eğer ayarlayabilirsem zaten 3. versiyona terfi ettireceğim kendimi :D

benim mouseda tekerlek yok, o kismi dokunmatik. cok da rahat bence. ben de grafik tasarimciyim yani cok kullandim hala kullaniyorum. logitech benimki de. oyle bir seye bakabilirsiniz isterseniz.

www.vatanbilgisayar.com

Samsung 860 evo aldım. Yağ gibi akıyor meret.

crucial bx500 öneririm. macbookuma taktım efsane oldu tam bir fp ürünü

iki bilgisayarımda da adata 240 gb var. taş gibiler, yıllardır sorunsuz kullanıyorum. şirketin it'cisi önermişti.

İki bilgisayarda adata var iyi çalışıyor. Yalnız itopya nin her cuma gaming geceleri var güzel fiyata ssd ekliyorlar oradan bir bak bence. Ben olsam ordan alırdım m2 ssd de ekliyorlar.

+1 crucial bx500

tam bir fiyat/performans canavarıdır.

adata'nın da benzer ürünü var, sanırım su630'du onların f/p ürünleri, gerçi şimdi göz attım su635 falan çıkmış yeni qlc teknolojisi ile falan... iki markadan da memnun kalırsınız.

superonline turkcell tv+ veriyor abonelik olursa box ile bearaber geliyor

vodafone alırsan yanında vodafone tv ile gelen paketleri var. ancak boxı kendin alman lazım ve ücretsiz gelen paketler sadece android ve ios tablet ve telefonda çalışıyor.
tx box ile çalışmıyor bunun için 9.99 verip full oaket alman lazım.

her iki operatörün de tv paketlisi yaklaşık 10tl daha pahalı.

içerik olarak turkcell tv+ bir tık daha iyi. herhangi bir yerden internet alıp yaklaşık 10-15tl arasına tv hizmetini operatörden bağımsız satın alabilirsin.

Süperonline+1.
Ailem memnun bayadir kullaniyorlar.

3 sene superonline kullandım, tek sıkıntımız birlikte verdikleri kutunun çok rezil olmasıydı.

yahu kanal değiştirirken 3 saniye bekliyordu :( sanırım cihazı değiştiremiyordun, hatta fiber ile gelen modemi bile değiştiremiyordun ya, neyse...

biz yaklaşık 2 yıldır sadece internet+netflix kullanıyoruz. tv için ayrıca aboneliğimiz yok. tavsiye ederim.

tv uydu üzerinden.

Ben biraz gitmeme taraftarı olduğunu hissettim yazdıklarından.

Böyle durumlarda artı eksileri yazmak, buna gore karar vermek iyidir.

Yazdıklarından şunu anladım sen orada ayar kaçırırsın.

tek katkısı para olacaksa, anlattığınız şartlar altında ben olsam gitmezdim.

Yurt dışı deneyimim olsun, buralardan sıkıldım vb gibi bir amaçla değil de çok da ihtiyacınız olmayan bir meblağ için gidiyorsanız, behsettiğiniz özelliklerinize bakarak bence "değmez" diyorum.

Yazdıklarınız yüzünden pek gitme taraftarı olmadığınızı düşündüm; Avrupa ülkeleri, Amerika, kanada vs gibi ulkelerden biri olsa biraz zorlayıp gidin, en kötü beğenmezseniz dönün derdim de şu şartlar altında kendinizi zorlayıp boşu boşuna psikolojik baskı altında hissetmenize gerek yok gibi geldi.

giderseniz pişman olacaksınız sanki. öyle bir hava sezdim yazdıklarınızdan. üçüncü bir göz olarak burdan böyle gözüküyor.

Maaş dolarla olacaksa, 3 yıl sonunda Türkiye'den bir iki ev alacak kadar para kazanacaksan git.

vergileri sigortası vs kesilince alacagın para 13.000 dolar diyelim. bu paralara iş teklifi gelen biriysen türkiyede'de en azından 15.000-20.000 tl maaş alıyorsundur. bu paraya zaten burada istediğini yaparsın, bi de bonus alsan zaten para derdi yok.
yurtdısında alacagın para ciddi anlamda fazla bi para ama zaten burada da parasal anlamda sıkıntı yaşamıyorsun ki. hee diyorsan ki ben burada 1-2 sene calısıp sonra kazandıgım parayla iş kurucam ya da emekli olucam mantıklı tabi.

ve son olarak unutma. zamanın geri dönüşu yok, paranın var. böyle fırsat her zaman önüne gelmeyedebilir. durumu her yönüyle düşün öyle karar ver.

tinyurl.com

platformda hayat için şu linki oku. biri Q&A yapmış reddit te.

öncelikle internet berbat. film dizi oyun ps4 xbox kitap vs götürmen gerek.
8 ay çok uzun bi süre. 15 gün karaya ayak bas sonra dön. ve 3 sene tekrarla. hapis bu
midende sorun var demişsin. doktor görmek isteyeceksin. test tahlil xray bilmemne, bunlar için 8 ay beklersen ölürsün
tr de bişey oldu, kardeşin ilgilendi, peki er ya da geç gitmen gerektiğinde ne olacak? 8 ay mı bekleyeceksin?

3 yıl kontrat olmasa sadece 8 ay olsa belki yapılır. belki hiçbi sorun olmasa iki kez yapılır, 16 ay, 1,5 sene olabilir. ama 3 sene çok uzun geldi. ayrıca 3 sene kontrat imzalarsan 4. kez gittiğinde erken dönmen gerekecek, buna okey diyorlar mı? yoksa 5x8 ay = 40 ay kalman gerekecek.

Hayat kısa, belki bazıları için daha kısa. Hayatının 3 senesini böyle bir işte çalışarak geçirmek ister misin?

Ben bunu bi düşünmeni isterdim.

Paraya ihtiyacın yoksa boşver.

vergi sigorta ne kesilecek bilemiyorum ama ben 3 sene için gider sonra da emekli olurdum. 36 ay maaş alacağını düşünsen hiç masrafın olmayacak gibi düşünüyorum. ayda 13 bin net kalsa 468 bin dolar eder. bu parayla ev falan alacak kadar salak olmadığını düşünüp misal bunu eurobond vs bassan yılda 20-25 bin dolar civarı faiz alırsın. ben düşünmez giderdim.

3 sene çile sonra da emeklilik. oh mis.

ahkam kesiyorsun diyenlere: zorluklarını tahmin ediyorum. internet ve telefon çekmeyen çöl ortamlarında aylarca çalıştım. en yakın yerleşim birimine bile ulaşım imkansız, doktor gerekse 5-6 saat mesafedeydi. yani helikopterle doktor falan imkanı mükemmelmiş. böyle ortamlarda ölmüyorsunuz hatta biraz güçlenerek çıkıyorsunuz.

not: csb çalışması olduğunu düşünüyorum. 7 verdim.

psikolojik sıkıntılarınız var ise ve paraya da ihtiyaç yok ise gitmeyin derim. sevgiliniz yok, yani size destek olacak birisi de yok.

olurda abd'den, kanada'dan falan teklif alırsanız orayı düşünürsünüz.

Anne babanız için iyi eğitimli bir bakıcı ayarlayıp gidin.

Psikolojik durum gözardı edilemeyecek kadar muhim. Hatta her şeyden daha önemli. Sizin çok fazla soru işaretleriniz var, ağır pişmanlık yaşayıp dönmek isteyebilirsiniz. Bence gerek yok, baya pis bir iş ve tehlikeli

Psikolojik durum gözardı edilemeyecek kadar muhim. Hatta her şeyden daha önemli. Sizin çok fazla soru işaretleriniz var, ağır pişmanlık yaşayıp dönmek isteyebilirsiniz. Bence gerek yok, baya pis bir iş ve tehlikeli

Selam,

Tek çocuk olmama rağmen söylüyorum, bana bugün bu teklifle gelseler, adamların konuşmalarının bitmesini beklemeden "nereyi imzalıyoruz?" derdim.

30 yaşındayım. Tek çocuğum.

Ancak 3 senelik gurbetten sonra hem ailenize daha iyi bakabilecek bir duruma geleceksiniz, hem de ileriki hayatınız kolaylaşacak. Bence de duruma göre iyi bir bakıcı/yardımcı ayarlayıp gidiniz.

kimisi yazdığımı okumamış uzun diye herhalde ya da başlığı okuyor kafasında bir yargı oluşuyor sonrasında yazdığımı okusu da gene kafasındaki önyargıya göre yazıyor. çok kırıyorsunuz beni.

yukarıda da dedim, 1-2 sene çalışayım bu kadar biriksin de şunu yaparım diye bir amacım yok. lakin şöyle de bir durum var para yani bu. her adımında lazım. cebinde fazla para olsa fena mı? sadece önceliğimde yok. daha önce bundan fazla paraları batırdım ben de ailem de. rahip krizinde. resmen bedavaya hastane yaptım 1 kuruş da alamadık hasbdhsj.
ha bir daha o kadar çalışabilir miyim? öyle çalışma şansımız yok. gerek yaş gerek ortam olarak. neyse konu dallanmasın.

@sttc orada beni zorlayacak olan yemek ve istanbul'dakiler olacaktır diye tahmin ediyorum. diğer şartlara benzer şartlarda çok çalıştım. yani bir de iş ahlakı var. elbette ki yapamayınca yapamıyorum diyebiliyorsun kafana silah dayamıyorlar ama çok uzun süreç belirli günlerde helikopter geliyormuş mesela. ve yerine adam bulacaklar. kendi işimden de biliyorum. birisine bir işi verdiğinde bırakıp giderse ne olur. çok büyük zarar veriyorsun iş geri kaldığı için. doktor sayısı yemek kumanyası suyun her şey sayılı, adamlar sana göre plan yapılıyor keza iş de sana göre planlanıyor. arkadaşım bana güvenmiş beraber çalışma ortamı sunmuş. ben yapamıyorum gidiyorum diyip onu utandırmak benim iş ahlakımda yok. ki aynısını da geçmişte yaptım. sırf arkadaşıma söz verdim diye 5 şantiyeye aynı anda baktım 1 sene de maaş almadım. yokluklar içinde toparladık büyüdük.
kısacası kendi malım olsa parasına sıçayım diyip çoğu şeyi yakarım yakmışımdır da ama işin içine başkaları girince kendi malımdan kendi işimden daha çok özen gösterir emaneti olarak bakarım.

yani bir de aileme sürekli olarak bakma değil benim dediğim acil ağır durumlarda. şuanda da zaten şehir dışındayım sürekli de farklı illerde oldum ama acil bir şey olsa ertesi güne düşüyordum ya da ameliyat olacaksa o güne ayarlayıp gidiyordum. ben annemden babamdan da böyle gördüm. ben üniversitede hasta iken annem her ay 10 günlüğe eve gelir kalır dönerdi. bunu türkiye içinde de yaptı. rusya'ya ve kazakistan'a gelerek de yaptı.

son olarak dumbest söylediklerinizden şunu mu çıkartmalıyım, hocam duyurudan bi eleman var benim bu iş için gerekli yetilerimin olmadığını söylüyor sen her ne kadar uygunsun desen de o olmaz dedi. demek ki yokmuş ben sizinle çalışamam. kusura bakma mı diyeyim?

mayış 10bindolares var mı?

@duyuru kullanicisi. yok efenim asgari ucret+ sinirsiz akbil ve ticket. cumartesileri oglene kadar.

@turbo o zmn bulaşma hacı. cumartesi çalışılmaz.

Off shore deneyimini yurtdisi deneyimi olarak algilamak yanlis bence. Daha cok parali askerlik gibi. Fazlasiyla kuralci, herseyin kisitli oldugu bir hayat.

"her yemeği yiyemiyorum. uzun süre mide problemi çektim şimdi psikolojik takıntılarım var uçağa vs asla binemiyorum otobüse de binemiyorum. midem bulanır da çıkarırım uluorta diye. sinemaya da gidemiyorum. kapalı ve istediğin zaman çıkamayacağın sıkış tıkış yerlere girince daralıyorum." bundan sonrasini okumadim, sen platforma ciktiktan sonra baski balata kacirmaya baslar, 8 ayin sonunu getiremezsin.

kimse kimseye haybeden oyle bir maasi vermez, genelde oldukca sikintili ulkelerde kamplarda silahli korumalar esliginde falan expat olarak takiliyorsan petrol sirketleri para muslugunu sonuna kadar acar seni cekebilmek icin. Benim bu tarz isleri yapan tanidigim biri var ama herif kopuk ucurtma, 50 yasina gelmis hala hayatini duzene sokamamis gunluk yasayan kafasi hafif(nazikce hafif diyorum) gidik biri. Normal insanin yapabilecegi isler degil bunlar, akil sagligini kaybedersen milyon dolarlarin da olsa bir boka yaramiyor.

polywood değil değil mi?

edit: ohooo ben ölmüşüm cenazemizi kaldıran yok... "poly" ne arkadaş, bir de yaptığım mesleği bilseniz :D

ben de diyorum "neden ekşi'de polywood başlığı yok."...

Plywood

of evet ya plywood çok teşekkürler!

yıllar önce aynı kitlenmeyi kelimenin türkçe karşılığı olan "kontrplak" için yaşamıştım. ilginç geldi şimdi.

counter strike

(bkz: Team fortress 2)

black squad

path of exile, warframe hem ücretsiz hem kaliteli.

Merhaba,

En son size bir reklam yapacağım ama "şimdi reklamlar" diyesiye kadar yazdıklarım objektif görüşlerimdir, merak etmeyin :)

Maalesef çizim yapmak için benim bildiğim ucuz tablet çözümleri pek verimli değil. Yani dandik bir tablet, gecikmesidir kalemi düzgün algılamamasıdır falan derken insanı sinir ediyor. hele hobi gibi eğlence amaçlı bir şey için bence sinir olmak çok makul değil.

Yine de fiyat/performans olarak arıyorsanız Wacom kaliteli olsa da biraz pahalıya kaçan modeller üretiyor, ancak üzmez. F/P olarak aradığınız modeller Huion ve XP-Pen markalarında mevcut. Wacom harici kullanmadığım için onlar üzerinde çok fazla yorum yapamayacağım maalesef ancak genelde olumlu geri dönüşler var gibi. Ama kesinlikle bence mesela bilindik android tablet alıp "bir de kalem alır çözerim" demeyin.

--şimdi reklamlar--

iPad air wi-fi satıyorum ilgilenirseniz; pro kadar iyi olmasa da ilk nesil kalem takviyesi ile işinizi hayli hayli görecektir. :D

www.eksiduyuru.com

Galiba eksik anlattım. Çok vakıf değilim terimsel ve teknik anlamda konuya. Grafik tablet değil aradığım. Şu bilgisayara takılması gerekenlerden değil. Bilgisayarım yok ki. Kısa vadede çıkabileceğim de en fazla 2000 lira. Öğrenciyim yahu ben. Wacom gibi markalar bana fazla lüks. Çok teşekkür ediyorum ama

şuna ne dersiniz?

store.huion.com

Bu çok iyiymiş, çok teşekkürler

Hocam çizim için istiyorsan Wacom şart. O inkpad'ler falan dandik ürünler aynı zamanda işlevsiz. Katlanabilen laptoplar da. Dijital çizim ekipmanları hobi için kullanılmaz aslında, yani randıman alabilmek için de paraya kıymak şart.

Wacom yıllardır şu driver sorununu çözemediği için artık kimseye tavsiye edemiyorum.

10 inchden büyük tablet gereksiz. Elin rahat hareket ederek çizim yaptığı alan en fazla 6 inch zaten, sol elinle de sürükleme zoom in-out yapıyorsun. Kolunla köşelere gitmektense parmaklarla çizim alanını kaydırma pratiği, kullandığında daha iyi anlayacaksın. İkinci el tablet düşünüyorsan buluşmaya laptop ile gidip tableti denemeni tavsiye ederim. Çoğu insanın heves edip aldığı ve elinden kullanmayınca elinden çıkarmak istediği ürünler olduğu internette temiz 2. el bulabilirsin. Tabletin arkasının (etiketin) ve önünün hafif yatay fotoğrafını (çizikler için) gördüğünde ne kadar yeni olduğu anlaşılır zaten.

YouTube vanced

Öğrenciyseniz apple music 6 ay bedava. sonrasında ayda 7 lira.

Spotify a para veriyorum da aile aboneliği paylaşımlı olduğu için 6 ayda 24 lira mı ne

Merhaba,

Bilmiyorum belki kızacaksınız ancak müzik servisleri bu kadar ucuzken artık bundan da kaçmak bana çok ölücülük geliyor.

Diğer yazarlar belirtmiş zaten, ayda 5-7 lira gibi rakamlara bir servise abone olabiliyorsunuz. Evet, YouTube kadar geniş değil bir çoğu ancak mesela Spotify'da bulunmayıp YouTube'da olan gerçekten çok niş şarkılar... Eğer derdiniz bu şarkılarsa, root'dan bahsettiğinize göre Android telefon kullandığınızı varsayıyorum, bu niş şarkıları bir şekilde telefonunuza atın gitsin...

bunun sonu yok. google falan gerizekalı değil. ufak ufak tüm bu arkaplanda açan tarayıcıları falan işlevsiz hale getirmek için gerekli önlemleri alıyorlar ve bu önlemler işe yarıyor. giderek daha da saçma sapan işler yapmak zorunda kalıyorsunuz.

netflix ve spotify'ın müzik ya da video dağıtım başarısı çok önemli ama asıl başarıları, söz konusu medya dosyalarını download edemiyor olmanız.

2020 yilinda 50 yillik sarkilari dinlemek icin niye para veriyoruz baba?

co2s2 haklı. Google sürekli bunlarla uğraşıyor maalesef kalıcı çözüm sunan bi ürün yok.

Şarkı evreni diye bir app var play storeda. YouTube tan bir video seçip ses dosyası olarak indirilebiliyor. Yani benim gibi 40 yılda bir yeni bir şarkı indirdigin bir liste üzerinden müzik dinliyorsan pratik. Ama ikide bir indir vs. uğraşır mısın bilmem, gerçi ugrastiracak bir şey de yok arama kısmına şarkıcı şarkı ismi girip indiriyorsun işte.

@baldur2 telif sahibi bu şarkı bedava demediği sürece para vermek zorundasın, bedava dese bile sana ulaştırılmasının da maliyeti var bunu ödemek zorundasın, baya basit bir şey bu.

Youtube Vanced nasıl çalışıyor emin değilim ama ses kalitesinden ödün verildiğine ve video'yu arka planda oynatma yöntemi uygulandığından tüketilen enerji ve kotaya değecek bir şey değil bence, bunun yerine torrentten diskografileri bulup istediğiniz albümleri indirip mp3 olarak dinleyin derim.

Bugün aile üyeliği ile senelik 55 lira maliyeti bu şekilde kurtarabilirsiniz.

beğen, indir telefona olsun bitsin. bana da müzik servisine para vermek tuhaf geliyor. tabi sevdiğim müzik türü çok dar. müzik hayatınızda önemli bir yer işgal ediyor, falanca program bana güzel şeyler önersin diyorsanız o zaman o paraları vermekten başka yol yok.

bilgisayardan telefona atıyordum ama pandemiden önce telefonu değiştirdim. evde de çoğunlukla bilgisayardan müzik dinlediğim için sadece 40-50 tane şarkı attım. gece yatarken telefondan dinliyorum onun için spotify'da liste oluşturdum, geçme hakkı sınırlı ve reklam var tabi.

telefonda belirli bir müziği dinlemeye niyetlendiysem eski kafa olarak atıyorum mp3 playlistimi. 20 senelik arşiv olunca malum. ama pek güncelleyemiyorum. ama telefonda müzik dinlemek isteyince elim hep radyolara gidiyor.

Abartmıyorsun. Özür dilerim ama saygısızlık. Bir de memlekette dişçi mi kalmadı.

Koca İstanbulda dişçi kalmadı mı da Antalya’ya geliyor, Hemde yeni evli evine hemde yıldönümünde? Ortalığı dağıtır, Tanzanya canavarına dönüşürdüm. Kendi kardeşimin asla böyle bir şey yapmasına izin vermez ve gereken lafları edip annemlere kadar söylenirdim de eş kişisinden de aynı şeyi beklerdim. Çok şükür eş adayım da benim gibi bu konularda ama aynı şey benim başıma gelse olay çıkarırdım. Evime gelme tarihine kadar ben belirler gerekirse İstanbul’da iyi bir dişçi bulur hem tatil keyfi hem dişçi bahanesini önlemiş olurdum.

Otomatik düzeltme kurbanıyım hep. Ana fikri anladınız siz yazdıklarımdan inşallah.

@tolkien;

o günlere göre alsınlardan kastım, biz müsait olmadığımız tarihleri verelim, ona göre alsınlar biletleri, sonuçta bize gelecekler kalmak için, otel opsiyonu yok.

ama eşimin mantığına göre öyle de demek olmazmış, yanlış anlarlarmış. Fakat buna rağmen ilgili günün sabahı ayrılmaları bana saçma ve düşüncesizce geliyor.

@Hallegadola;

seninle aynı hissiyata sahibim. Eşimin de bu kadar pasif kalmasına ve normal görmesine çok şaşkınım.

Açıkçası çok bozuldum ama belli etmemeye çalışıyorum, bu da beni yoruyor.

Belli etmemeye çalışıyorum deme belli et, bozulduğunu, istemediğini belli et.
Yeni evlisiniz şimdi alttan alırsan ileride daha yüzsüz olurlar. Hem eşin hem de onlar.
Yani bak eşinde onlarla kardeş ve maalesef aynı kafada. Öyle olmasa bu kadar rahat olur mu?

Aile içinde olur böyle şeyler, idare et,büyüklük sende kalsın. Gerekirse bi hafta sonra bile kutlarsınız. Eşinle huzurun olsun elbet ama aileyle de iyi geçinmeden o da olmuyor.

bence yüz verme alışırlar +1
resmen diş bahanesiyle tatile geliyorlar. tarih belirlerken size sorma nezaketi bile göstermiyorlar (nezaket de değil gereklilik bu ama neyse) ki 2 hafta önce yine gelmişler.

çok ayıp bir şey.

abi ver anahtarı evde takılsınlar sen de al eşini git başka yere. corona falan var ama bul bir çözüm. gerekirse çok geç saatte eve gel. eve de yemek memek bırakma, mal gibi kalsınlar. madem kendi evleri gibi davranıyorlar, misafir gibi titizlenme, vay karşılayım vay ağırlayım deme, çözümü de kendileri bulsunlar...

@nucleon, bence eşinize ne hissettiğinizi söyleyin. İnsanız sinirleniriz. Bazen çok anlamsız şeylere kızabiliyor karşıdaki insan, söylemeyene kadar anlamıyoruz. Eşler birbiri ile hislerini her şeyini paylaşmalı bence.

Durum normal değil, yukarıdaki arkadaşlara katılıyorum, yüz verilirse alışırlar. O ev sadece eşinizin değil ikinizin evi; ikinizin de onayı olmadan kimse gelemez.

Annemle babama çok defa ders çalışmam lazım veya hastayım diye misafir kabul ettirmedim. Arada söylenseler de bana hak veriyorlar. Aile içinde bu gibi durumlarda ortak karar alınmalı. Baktınız olmuyor anahtarı onlara verin, siz başka yere gidin +1

Hatta bir defasında annem Almanya’dan gelen dayısının kızını aradı, bizim kızın çok dersi var diye. Bozuldular onlar da ama yapacak bir şey yok. Böyle çok defa annemin ve babamın akrabalarının gelmesini engelledik. Yatılı misafir kadar sevmediğim bir şey yok hele ki bizim ev kadar küçük eviniz varsa. Evin ambiyansı kokusu değişiyor, her yer her yerde oluyor krize giriyorum.

Teşekkürler arkadaşlar, çoğunluğun benimle aynı fikirde olmasi, kendi düşüncemin pek yanlış olmadığını destekledi açıkçası.

Konuyu eşime de açmistim zaten duyuru açmadan, doğrusu o da pek memnun değil ama herkesi memnun etmeye çalıştığı için durumun buraya geldiğini belirtti, bu konuları pek iyi idare edemediğini düşünüyor o da.

Neyse, ben de tavrimi biraz belli edeceğim, herşey çok normalmiş gibi davranmayacagim bu durumda.

Çünkü açıkçası ileride yeniden bu konuları ve belki daha ciddilerini konuşmak ve düşünmek istemiyorum. Durduk yere yaşam kalitemizi düşürüyorlar.

beleş tatil kapısı bulmuşlar gibi valla, o ne öyle ayda 2 kere İstanbul'dan Antalya'ya ziyaret? :D

ben empati yapınca sinirlendim valla, siz de baştan sınırlarınızı net çizmediğiniz sürece boşuna kendi enerjinizi tüketirsiniz.

eğer dönüş yapmadıysan o tarihte evde yokuz bilmem ne şehrine eğitime gideceğiz de,onların da biletleri yansın,ne zaman biteceği de belli değil diyerek,süreci sabote et.Virüsle alakalı da bişeyler söyle,alışmasınlar,her seferinde bişeyler uydur hatta,yüzsüzlük onlarda yoksa sende hiç olmasın

Evet bir de virüs konusu var, biz kendimizi oldukça iyi izole ediyoruz, hiç uçağa binmedik, toplu ulaşım sıfır, ama onlar İstanbul'dan uçakla kaç kere gelip gidiyorlar. Açıkçası ben korkuyorum ama onlar da sözde dikkat ettiklerini söylüyorlar, virüsten çekinen insan şu zamanda şehirlerarası tedavi işine hiç girmezdi diye düşünüyorum.

Çok zor işlermiş bunlar gerçekten, koca koca insanların bu kadar düşüncesiz olabilmesi, insanın eşinin de buna çanak tutması gerçekten yıpratıyor, üzüyor.

bence de yüz verme alışırlar +1
beleş tatil kapısı bulmuşlar +1
hatta yüzsüzlük onlarda yoksa sende hiç olmasın +1

Evli değilim. Ancak bu işlerin akrabalık dahi olsa karşılıklı saygıya dayandığını düşünüyorum. Saygı da kazanılan bir şey, eğer size ve ailenize saygı gösterilmiyorsa ve amaç değil araç olarak kullanılmaksa olay, siz de vurun masaya yumruğunuzu.

Kavga edin demiyorum tabi ki, ancak (mesela sizin yıldönümü 30 ağustos) siz de 28 ağustostan itibaren müsait olmadığınızı, kayınçolarınızın buna göre plan yapmalarını ve 28'inden sonra evde olmayacağınızı açık açık söyleyin. O saatten sonra ister bir haftalığına gelirler, 5. günde bir otele geçerler; ister 7 gün değil 5 gün kalırlar, ister hiç gelmezler; onların bileceği iş olur.

Eğer "siz anahtarları bize bırakın gidin ehehehe" yüzsüzlüğüne de girerlerse, aynı vurdumduymazlıkla "ev bizim evimiz, otel ya da pansiyon olarak işletmiyoruz maalesef." dersiniz.

Eşiniz bu duruma kızabilir, tabi ki, çünkü arada kalacaktır. Size "çıkarıp masaya vurun" deme sebebim de bu. Tüm insiyatifi, eşinizle konuşup anlaşarak tabi, kendi üzerinize alıp bizzat konuşun. Tekrar eşinizi araya sokmaya çalışırlarsa da hem ortak karar aldık dersiniz hem de eşiniz de başını biraz dik tutup sağlam durur.

Böyle basit bir şey için bile işlerine gelmediği için tavır alacak olan akrabadan da, kardeş dahi olsa, hayır gelmez zaten bence.

Siz sağlam durun yeter ki... Ancak eşinizi incitmeyin ve ortak karar alın. Evlilik iki tarafın da tolerans göstermesi gereken bir kurum ama üzerinize binmelerine de izin vermeyin.

30binlik kombi önerildi bana. her kombi duyurusuna aynı şeyi yazıyorum ama yine yazacağım. para sorunu yoksa buderus. 24 senelik bir buderus hala çalışıyor. ömrü boyunca 24 kere servis yüzü görmedi.
bosch ile buderus aynı diyen de var. ben demirdöküm nitromix kullanıyorum ve memnunum.

@sutlu nescafe, ekşi'deki buderus başlığında yerin dibine gömülmüş. sanırım bosch satın aldıktan sonra kalitesi çok çok düşmüş.

Bilindik firmaların, otruduğun yerde ençok servisi olanını seçebilirisiniz. Buderus, Viessman, Vaillant vs...

Her marka hakkında iyi ya da kötü yorum olabilir. Geçen sene Buderus takdırdık. Viessman ile buderus arasında kalmıştım ama Viessman'ın oturduğum yerde tek servisi, Buderus'un ise 3 servisi vardı. Bu yüzden Buderus aldık. Memnunuz.

vaillant tan şaşma. tasarruftan 2 senede kendi parasını çıkarıyor.

Ben Vaillant aldım, ev dubleks. Memnunuz. Akşama model atayım

bu ülkede her şey şans işi. Elektronik alırsın, şansına bozuk gelmeyebilir 10 sene kullanırsın, şansına 2 senede 3 kere servise yollarsın...

internet sağlayıcıları da aynı şey. Lokasyona göre, orada çalışan ekiplerin kalitesine ya da ruh haline göre internet kalitesi değişiyor. Komşulardan biraz belki öngörü alabilirsiniz ancak yine de dedenizin şansına kalıyor bence iş.

Tahahhütsüz olması nedeniyle, kendileriyle çok sorun yaşamış ve hala yaşıyor olsam da türknet'i öneririm. en kötü ihtimalle sıkıntısız iptal edersiniz.

"turk.net - millenicom'da sorun cok sik cikiyormus"

Çok insan kullandığı için çok şikayet görüyorsunuz.

Şu anki durumda millenicom iyi gibi, geleneksel olacaksa Türk Telekom'dan vazgeçmeyin derim, ben kendim millenicom kullanıyorum ama ailem Türk Telekom'da ve öyle olmaya devam edecek çünkü bir sorunda direkt hizmet almak gerekiyor ve bunu Türk telekom'un kendisinden hizmet almadan çözmek pek mümkün değil.

kanblonet duran kotali,16 mbps yeter sanirim en ucuz tarifelerden biri

Tamirle uğraşılmaz. İçindeki data yedeklenir disk çöpe atılır genelde.
Bu haliyle kullanmak bir anda diske ulaşamamak dışında bir sorun yaratmaz

Ben de aynı sorunu yaşıyordum kutusundan çıkartıp masaüstü bilgisayara taktığımda ses kesildi.

@kumulatif..

Guzel bir nokta.
Bir şekilde kutuya gelen güç yetmiyor olabilir.
Direkt usb den besleniyorsa sorun bu olabilir. Denemekte fayda var.

saatli bomba gibi düşünün, tek farkı ne zaman patlayacağı belli değil. hele ki harici disk için 8-10 yıllık diyorsunuz, ben ilk fırsatta kurtulmaya bakarım.

saatli bomba, her an gidebilir. diskin tamiri olmaz verilerini alıp çöpe atacaksın.

bozulan disklerden veri kurtarmak epey pahalıdır. değerli verileri o diskte tutmayın.

Saatli bomba +1

Simdiye kadar 2 farkli Bati Avrupa ulkesinde calistim, Turkiye'den alinan muhendislik diplomasinin denkligi hic sorun olmadi.

Tip, eczacilik gibi saglik branslarinin diplomalarinda denklik sorunu oluyor da muhendislik icin sorun yasayan duymadim.

Denklik konusuna çok hakim değilim ancak eğer fırsatınız varsa bu ülkeden kaçın. Arkadaş ortamınız büyük darbe yiyecektir ancak 2-3 senede sosyal hayatınız yeni rayına oturur. Ancak alım gücünüz hayatınızın sonuna kadar iyileşmiş bir şekilde devam edecektir...

En kötü Türkiye'ye arada tatile gelirsiniz, nasıl olsa döviz kazanan biri için Türkiye oldukça ucuz :)

denklik konusunu bilmiyorum ama bunun bir listesi oldugunu biliyorum. internetten arayip bulabilirsiniz.

simdi erkek arkadasinizin gelmesi icin evlenmeniz ya da yasal birliktelik olayini kanitlamaniz gerek oncelikle onu hatirlatayim ki zaten biliyosunuzdur siz de. cenevredeyim ben. fransada fransizca bilmemek is hayatinda cok zor bisey, zorlanir yani. cafelerde bile ingilizce konusmuyorlar. ingiltere kanada amerika gibi ana dili ingilizce olan ulkelerde sikinti olmaz. burda da yani romandie kisminda, fransizca olmadan is bulmak baya zor aslinda. ama imkansiz degil. ha bakarsaniz fransada da imkansiz degil ama burada bi tik daha kolay olabilir. cenevre cok enternasyonel bi sehir, fazlaca da uluslararasi organizasyon var. bu acidan uygun olabilir size. muhtemelen benden iyi biliyorsunuzdur zaten.

bence de turkiyede kalmayin, boyle bir imkaniniz varken mutlaka degerlendirin.

İngiltere’de çalışıyorum. Daha diplomamı soran olmadı. O yüzden resmi imza falan gerektiren bir iş değilse diploma denkliğini kafaya takmayın. Burada iş tecrübesi okulun çok çok önünde.

Fakat bir kart var mesela onu almak için naric ile muhatap olduk. Gayet de güzel denklik verdiler.

Elektronik muhendisiyim. Avrupada bir cok ulke ile is gorusmesi yaptim (+ arkadaslarim yapti). Turk universitelerinin muhendislik diplomalarinin gecerliligi ile ilgili hic sorun hatirlamiyorum. Tip veya hukuk gibi bir alan olsa basiniz cok agirirdi da muhendislikte sorun cikacagini sanmam.

Vatandaslik varsa acimayin, esinize aile birlesimi alip kacin Turkiyeden. Muhendislikte Alman ve Fransizlar ingilizce harici kendi dillerini istiyorlar ama diger avrupa ulkeleri bu konuda o seviyede kati degil.

dil olayı ülkeye bağlı. ispanya'da madrid/bacelonanın en merkezinde de olsan isp bilmiyorsan çöpçülük bile yapamıyorsun. keza fransa sadece paris değil, özellikle kırsalda ing iş olanağı olduğunu sanmıyorum erkek arkadaşın için. en güzeli türkiye'den iş bulup gitmek, bu şekilde almanya'ya giden çok arkadaşım var. ya da türkiye'de remote çalışabileceği bir pozisyonda olup yurtdışında yaşamak. bunların hepsi erkek arkadaşın için

çalışma izni de sıkıntılı olabilir, çünkü şirkete yük biniyor. en güzeli siz evlenin :D aile birleşimi vizesinde çalışma izni oluyor çünkü eheheh düğününüze de geliriz artık :D

duyuru orucumu da senin için bozdum bu arada :) akşıma gelmişken mesaj atayım da yeni numaramı vereyim :)

Genelde isten ayrilan arkadasa kalanlar toplanip bir hediye alir. Siz alacaksaniz da bir onerim yok:))

8-9 kisiye toplu bir hediye olmaz, kisisel alman lazim. hediye karti falan olabilir her birisine.

aslında toplu derken aynı tip ama üzerine isim yazdırılabilecek yani kişiselleştirilebilecek bir hediyeden bahsetmiştim. Teşekkürler,

Yapılıyor mu bilmiyorum ama herkese üzerinde haklarında ne düşündüğünü 2-3 kelimeyle yazan birer USB bellek hediye edebilirsiniz belki?

Eğer varsa piyasada böyle bir hizmet süper olur.

3 farklı tip anahtarlık seçtim. üzerine isimlerini ve şirket2020 hatırası diye yazdırdım.
Ayrılmadan önce herkese vereceğim.

Herkese teşekkürler.

Alışmak ve gamepad'lerde aim assist oluyor zaten, kapalıysa açın. Yani adama yakın bir yere ateş edince adama gidiyo mermiler sdfgsdfg. Rezil bir şey bence ama böyle.

+1 pluton

İşin tatsız tarafı şu bence, o Youtube'ta falan denk gelip izlediğiniz ve ağzınızı açık bırakan videoların çoğunun (Mesela Call of Duty'de adam 360 yapıp zoomsuz headshot atmış, sonra helikoptere atlayıp uçağı tersken vurmuş vs...) konsolda olduğunu farkettiğinizde tadınız kaçıyor. Aim-assist varken yapılan işler bunlar.

Bir başka örnek, benim takip ettiğim bir Youtuber vardı, Battlefield oyuncusu (TheBrokenMachine), aşmış oynanışları vardı hakkını yemeyeyim. Sonra PS'de oynadığını farkettim ama o an bir şey değişmemişti benim için düşünce bakımından. Bir ara ben de Origin'de BF1 oynarken bir baktım oyunda bu var, bildiğin aynı anda aynı server'dayız. Twitch'ten kontrol ettim, adam canlı yayın yapıyormuş bayağı... Neyse, bu adam, ne bileyim Youtube'da 80-0 Martini-Henry oynayıp videoları 1-1.5 milyon izlenen bu adam, bildiğin sıçtı. Oynayamadı ve rage quit attı. Adamın server'dan ayrıldığını farkettiğimde Twitch yayına baktım bir hata mı var diye, adam oynayamadığın söyleyip PS'tan tekrar Battlefield 1 oynamaya başlamıştı :)

Sonra adamda soğudum tabi... Bu da böyle gereksiz bir anımdır.

Aim asist genelde RT tuşu oluyor. Bastığında düşmanı odaklıyor. Kimi oyunda yakınını odaklıyor, düşman hareketliyse senin de kolla hareket etmen gerekiyor vurmak için.

Outer world du galiba. Aim asiste rağmen oynamak zordu. Tam odaklanmıyordu. Düşmanın civarına yüzünü dönüyordu yalnızca.

Assassin's creed de full aim asist yaparsan ayarlardan rt ye basınca odaklıyor. Head shotı ben ayarlıyorum vs. gibiydi.

Aim asist havaya sıkıyor, mermiler kendi düşmana gidiyor gibi bir durum yok.

Bana kalırsa mausla oynamak, gamepadle oynamaktan kolay. Zaten bu yüzden pc ile konsol oyuncusunun karşılaşması bence adil değil. Aim asist bunun derdini bir nebze azaltıyor. Gamepadle oynayan kebap oynamış olmuyor.

Alışılıyor. Alışılmazsa da uyan oyunu bulmaya başlıyorsun. Ubisoftun oyunları, tomb raiderlar, rdr, gta vs hep güzel oynanıyor. Ama gears of war kastı biraz mesela. Deneyerek bulmak lazım.

Gizli bi anlamı yok bence. Bu tweet üzerinden benzer bi geyik döndü o dönem. Bu fitili ateşleyen tweet oldu.

ilk defa gordum simdi bu tweeti. evlendikten sonra artik hayati 2 kisilik yasiyorsun, eskisi gibi kararlarinda ozgur degilsin temali bir tweet iste neyini anlamadiniz ben de onu anlamadim

olay zaten saçma ve nedensiz olması, buradan sonra da "bebeyim sen her şeyi böyle soracak mısın?" geyiği döndü.

"Evlendiysem 6 dakika daha erken uyanırım ve sevişirim."

(tweeti ilk kez gördüm)

"böyle de tuhaf bir insanım" alt metinli komik olmayan bir tweet işte.

bekar hayatindan evlilige gecisteki bocalama iste. En onemsiz konuda bile bundan sonra hesap mi verecegiz tepkisi

beyerdynamic dt 770

kablolu mu kablosuz mu? kafa üstü mü kulak içi mi? tamamen kablosuz mu tasmalı mı? gürültü önleme önemli mi değil mi?

Kablosuz, Marshall major iii

Skullcandy Crusher

1500 tl, beşte birini düş (gümrük vs.) 1200tl; 165 dolar.

165 dolara alabileceğin "bence" en iyi "açık" kulaklık "monolith m565".

planer magnetik 66mm sürücüler, sesleri daha ferah ferah duyabilmek için kulaklık sürücülerinin arkası açık (dışarıya çok ses verirler tabi. Otobüste falan bildiğin herkes sen ne dinlersen onu dinler, evde ben kendi açık kulaklığımı hoparlör niyetine kullanıyorum bazen :), teknik özellik olarak bakarsan 10hz-45khz aralık...

bunun dışında hifiman 4xx var yine planer magnetik sürücülü, aynı fiyatlara. O da güzel oldukça...

Özellikle slow ve pop için Bqeyz Spring 1 tek geçerim. İncelemesi de var ama aliexpresten almalısınız.
www.google.com

Hatta onun II modeli içinde iyi denirdi. Bi bakın derim.
a.aliexpress.com

adobe premiere?

(bkz: Camtasia)
(bkz: Camtasia Studio)

Premiere çoğu sistemde iş görür. Video ve codec'ine göre kasabilir tabii.

DaVinci Resolve da güzel ama harici az çok iş gören bi ekran kartına ihtiyaç duyuyor. Bunun bedava versiyonu gayet güzel bu arada.

Bahsettiğiniz gibi herhangi bir semptomunuz yoksa zaten yaptıramazsınız. Yani herhangi bir hastaneye gidip bu testi yaptırma imkanınız yok. Bu durumu patronunuza açıkladınız mı?

hastaneye gidip bu anlattıklarınızı anlatabilirsiniz.İşe dönmek için patronunuzun şart koştuğunu anlatın.zaten önceki hafta hastaneye gittiğinizi söylerseniz şüphe üzerine yaparlar herhalde

@clones Aslında hayır ancak tekrar konuştuğumda söyleyeceğim. Pek hoşuma gitmese de "aile hekimime danıştım, test yapmıyorlarmış belirti olmadığı için." diyebilirim. Biraz titiz ve pimpirikli birisi kendisi, mecbur suyuna gitmek zorundayım.

@Neyazayım, bu akşam babamın bir türlü tanı konulamayan lekesi için tekrar hastaneye yatma durumu var, akşam uğradığımda oradakilere durumu anlatıp bir test isteyebilirim. Bakalım...

Anlaşılan test yaptırmadığın sürece kimse rahatlamayacak. Bu süreçte işe gidersen ve biri pozitif çıkarsa senden bilirler. En iyisi test yaptır kurtul. Google üzerinden yaşadığın şehirdeki "pandemi devlet hastaneleri" bul. Pandemi acil servisine girişte şikayetini soracaklar, ya patronunun bu anlattıklarını doktora ilet yada yalandan koku-tat kaydım var dersin o zaman kesin test yaparlar, karar senin. Sürüntü test sonucun 20 saat içinde e-nabzıa düşecek.

Almıyorlar ama deliyorlar. O şekilde kullanılır sanırım

delinmis kimlik gecersiz sayilir. normal sartlarda(kanunlar/kurallar vs) kullanamazsin. gorevlinin iyi niyetine gelirsen goz yumabilir. ehliyetin varsa ehliyet de kimlik yerine geciyor.

istanbul'da randevu çıkıyo artık ya. şimdi beyoğlu için baktım. yarına tüm saatlere randevu var.

Geçici kimlik belgesi verip, kimliğinizi deliyorlar.

bu ay önce kimliği, sonra ehliyeti yenilettim. ikisinde de tüm istanbul'da aynı güne bile randevu alabiliyordun.

geçici belge veriyorlar kimlik yerine geçen.

kimlik kartınız delinerek kullanılamaz ve geçersiz hale getiriliyor. Size bu kimlik kartınızı (tabi artık o bir kimlik kartı değil, kağıt parçası. Hatta anında yoketmeniz gereken, size ait çok önemli nüfus bilgilerinin olduğu ve güvenlik açığı oluşturan bir kağıt parçası. Niye görevli tarafından anında yokedilmiyor da geri veriliyor anlayabilmiş değilim, tahminim -özellikle olası bir kötü/adli durumda- bunun sorumluluğunun görevli/nüfus idaresi/devlet üzerine yüklenilmemesinin istenmesi.), yeni gelecek kimlik kartınız ile kullanacağınız PIN şifrenizin olduğu zarfı, fotoğraf ve imza attığınız küçük kağıdı ve A4 sayfa boyutundaki "GEÇİCİ KİMLİK BELGENİZİ" veriyorlar.

Yasal olarak yeni kimliğiniz gelene kadar geçerli olan kimliğiniz bu A4 boyutundaki geçici kimlik belgeniz; yanınızda bunu taşımanız gerekiyor yenisini edinesiye kadar. Kimlik gösterirken de onu kullanmalısınız.

Eski kimliğinizi unutun ve yok edin!

Belki soruyla alakasız olacak ama cumartesi günleri de çalışıyor nüfus müdürlükleri

Ben beş dakika sonrasına randevu aldım.

Geçici kimlik belgesi verdiler. Eskisini deldiler.

www.wikiwand.com
bu mu?

@ghilleinthemist sanırım buydu, çok teşekkür ederim; bir tanesiniz!

Ya joseph campbell'ın kahramanın sonsuz öyküsü'dür ya da propp'un 31 narratemes. küçük bir ihtimal de greimas'ın eyleyensel modeli. Vogler'in de vardı böyle bir yöntemi.

Monomyth diye de bakabilirsiniz.

campbell dan önce todorov ve vladimir propp a bakın. aynısını onlar daha önce söylüyor. structuralist narratology de anahtar kelimeniz

bu arada kücük bir trivia vereyim, george lucas star wars u cekmeden önce joseph campbell la saatlerce sohbet ediyor ve star wars sagasını onun monomyth i üzerine kuruyor

tencereyi kızdır. Sağlam ısınsın yani. Etleri at direkt, Hızlı hızlı çevirmeye başla. Dışları pişicek. Böylece etin suyunu içine hapsetmiş olacaksın. Sonra ateşi biraz kıs. Çevirmeye devam et. Et suyunu salmaya başlarsa ateşi biraz daha aç. Bir kaç dakika sonra soğanları at. sonra biber. en son domates. sonra tuzunu at ve ye.

@alperz 'e ek olarak...

varsa hayvanın kendi yağını tencereye koyup bir-iki çevirdikten sonra kuşbaşıları eklerseniz daha lezzetli olur.

bir de sakın su ekleme, etin kendi suyu yeterli olur.

önceden yag koyuyoruz ama di mi yani kizan yaga atiyoruz eti? Bu arada et oldukca yagsiz, neredeyse sifir.

yagsiz da guzel. teknik olarak bir beis olmaz yag kullanmazsan.

yag istiyorsan biraz kusbasi kuyrukyagi atip onu kavur. sonra etleri at.

bahsettiğiniz et sote yalnız, kavurma değil. kavurma, tek başına etin biraz yağ ile kavrulması ile yapılır, ek malzeme konmaz (hani şu kurban bayramlarında yenilen..)

alperz arkadaşın yazdığı üzerine; o etleri kızdırma olayı mühürleme değil mi? mühürlemede etin bir tarafı mühürlenmeden hiçbir şekilde dokunulmaması/çevrilmemesi gerekmez mi?

beceremedim, kayis gibi oldu. Hatta suyunu cekti ve ekstra su eklemistim. Yenilecek durumu yok, ben sanirim bunu beceremiyorum.

Eti aldıın kasaba sor ya da apartamanda komşu teyzelere sor, en garantisi.

Et suyunu salıp sonra suyunu çektiyse yanlış yapmışsın demektir. Amaç etin suyunu salmaması. O yüzden çok yüksek ateşte pişirmen lazım. Hızlı pişmeli. Yapışmaması için de sürekli karıştırmalısın.

@alperz,

evet et suyunu saldi önce corba gibi oldu. Aslinda belki de tava daha kizginken atmaliydim eti ama birincisi seramik tava disinda tavam yok, bunlar da yüksek isiya gelemiyorlar. Ikincisi tereyagi birden renk degistirmye basladi lan yanacak galiba deyip etleri attim. WOK filan mi bulmak lazim. Onun disinda etler sanki biraz büyüktü. Böyle 1.5 okey zari büyüklügündeydiler. Zira ufak parcalar daha yumusakti ama büyükler katir kuturdu resmen. bir de baya pisirdim, 1 saat kadar.

Tereyağı çabuk yanar. Abi et dediğin şey yağsız pişer. Öteki türlü çok saçma bir iş oluyor. Tereyağı kullanacaksan, kızgın tavaya tereyağını atıcan. Erir erimez (3-5 saniye sürer) etleri atıcan. Yoksa öyle saçmalık oluyor.

herkes yanlış söylüyor. kusura bakmayın ama tutturmuşsunuz bir kural gidiyorsunuz. daha önce de hicvetmek için duyuru açmıştım.

abicim şu "eti mühürleyecen, suyunu salarsa olmaz, hızlı ateşte çeviricen" kuralını bi unutun. bunu nereden çıkarıyorsunuz? o dediğiniz biftek (gavurun steak dediği dilim et) için geçerli. o da dananın komplesi için değil ha. bunu yapabileceğiniz et sayısı bile sınırlı. antrikot olacak, bonfile olacak, vesaire olacak. kısacası sırttan olacak. buttan çıkarılmış biftek de olmaz. yoksa kayış olur.

etin suyunu saldırıp tekrar çektirmek de bir pişirme yöntemidir. tutturmuşsunuz mühür de mühür, suyu içinde kalacak bilmemne. koca kuzuyu suyunu saldıra saldıra çevirirsin, lokkum gibi de olur. tandır yaparsın, ne mühürü, eti ağır ateşte dört saat bişirirsin, lokum olur. alırsın bütün bir kolu, kaburgayı taş fırına atarsın lokum olur. suyunu da salar, o suya da pilav yaparsın hatta. her gördüğünüz eti mühürlemeye çalışmayın. et pişerken su katılmazmış. haşlama ne ya peki? direkt eti suya atar haşlarsın, o da bir pişirme yöntemi. lokum gibi de olur. her et aynı pişmez ki.

şimdi soruya cevap vereyim. öncelikle sizin kavurma için etiniz yanlış. muhtemelen sote olmak için bile uygun olmayan bir et almışsınız. o et andak kıyma olarak çekilip kullanılabilir gibi geldi bana. o da köfteye falan değil, yemeğe katmak için. yağsız kıymadan köfte de olamz çünkü, kurur.

et azıcık yağlı olacak. bu yüzden kuzu eti öneririm. suyunu saldırmaacam diye de uğraşmayın, salsın suyunu, altını kısıp yumuşayana kadar pişirin. 1 saat çok gelmiş bir arkadaşa, bence az bile. uygun bir eti (kuzunun kolundan veya butundan çıkarılmış kuşbaşı) kısık ateşte ağır ağır pişirirseniz lokum gibi kavurma olur. içine de istediğiniz malzemeyi atarsınız.

illa dana olacaksa markette kuşbaşı doğranmış rastgele etlerden almak yerine kasaba tarif edin, uygun eti verecektir.

eti yumuşatan soğandır. önden soğan kavuracaksınız. normal yemeklik doğrayıp yağda öldüreceksiniz. mesela yarım kilo ete orta boy bir adet soğan. üzerine eti ekleyip harlı ateşte suyunu bırakıp çekene kadar kavuracaksınız. sonra altını en düşük ocakta en kısık ateşe alıp mümkün olduğunca bekleteceksiniz. vaktiniz varsa 2-3 saat kadar tıkırdayacak. o koca soğan içinde eriyip gidecek ve hiç ağzınıza gelmeyecek. indirmeye yakın tuzunu da eklediniz mi dağılması lazım :)

dörderli gruplar halinde batak, öğrenci evinde iyi oluyodu. :)

office'de yapılmıştı bu. yalnız bana sorarsan bunu çalışanlarınla tartışman daha yararlı olacaktır

öğle arasında oynarsanız milletin özel vaktinden yemiş olmuyor musun? yapılabiliyorsa çıkıştan önce son bi saat olsun. böyle gruplarda en sevdiğim oyun, alnına yazılan şeyi tahmin etmece oyunu.

turnuva yapın. langırt ya da pes olabilir.

bowling ... falan bu tarz oyunlar guzel ama daha çok birbirimizle iletişim kuralım istiyorum.evden kaçış oyununu bu açıdan güzel olabilir.
öğle arası oynamayı sevmesem de işyeri yogun olduğundan fırsat bulamıyoruz malesef =(( işyerindeki arkadaşlara bi aktivite yapalım dedim onların bildiği tek aktivite yemek yemek akıllarına birşey gelmedi... alnına yazılan şeyi tahmin etmece oyunu gibi oyunlar olabilir mesala

vampir-köylü diye bir oyun var. ilginç bir oyun, ilgi çekici olabilir.

ben de vampir köylü demeye gelmiştim

Vampir koylu ya da tabu ilk aklima gelenler.

şöyle bir televizyon-ps combosu yapsanız, içine bir fifa atsanız ve çalışanları kendi hallerine bıraksanız da bence güzel olabilir.

fun run. herkesin akıllı telefonu varsa indirin oynayın. her zaman 8 kişi oluyor musunuz bilmem ama biz bazen 6 bazen 7 kişi oluyoruz. duruma göre son 3, son 2 veya son 1 çıkıyor sonraki oyunda. bir ara 1.ye 4, 2.ye 3, 3.ye 2, sonuncuya 1 puan vererek puanlama bile yapıyorduk. son zamanlarda sadece birinciliklerimizi sayıyoruz.

gereksiz politika, futbol geyiklerinden kurtulduk <3

televizyon varsa guitar hero super olurdu. iki gitarla. tabi muhabbetten ziyade eglence olur bu.
tabu da kisilerin karakterlerini ortaya doken guzel bir secenek. kim hirsli, kim cirkef, kim uyumlu cikar ortaya.

Topluluk sunucuları kısmından zilyon tane sunucuya erişebilirsiniz. Umarım soruyu doğru anlamışımdır.

onu biliyorum canım :) zaten öyle oynuyorum ben de. merak ettiğim şey şu; ekşi'deki cs-go başlığında ekşi grubundan falan bahsediliyordu. acaba dedim ayrı bir sunucu var mı, suser'larla toplaşıp aynı sunucuda oynayabilir miyim?

yok, biz şahsen ekşi cs 1.6 grubuyduk. (bkz: ekşi sözlük counter-strike 1.6 public sunucusu)

uzun bir süre de devam ettik fakat artık baydı, sunucu şu anda kapalı yanlış hatırlamıyorsam fakat facebook grubu tam gaz devam ediyor. bir çoğumuz cs:go'ya geçti aslında, fakat kimseye de "go alın da tekrar sunucu kuralım." diyemiyoruz. istersen gruba katıl, eğer sözlükte bir cs:go server'ı kurulacaksa inan bana kurucular bizden biri olacaktır mutlaka.

teşekkürler, ben de gireyim gruba :)

senna

tyson belgeseli 2008 yapimi olmasi lazim

milk

Angela's Ashes

(bkz: kinsey)

malcolm x
gandhi

senna +1

ben edith piaf'ın biografisini çok sevmiştim. La mome/ la vie en rose

searching for sugarman

Philomena : www.imdb.com

bir de tam biyografi değil tabii ama kesit diyelim: Inside Llewyn Davis : www.imdb.com

The Color of Freedom: www.imdb.com

Goodbye Bafana diye de geçiyor ismi.

bir de crumb

Izlediklerimden sadece cok sevdiklerimi koydum.

Der Undergang
Into the Wild
Intouchables
Cindirella Man
A Beautiful Mind
Amadeus
The Pursuit of Happyness
Persepolis
Girl, Interrupted
Walk the Line
Gandhi
Philomena
Frida
In the Name of the Father
Senna
Ray
Elizabeth
Elizabeth The Golden Age
Michael Collins
Catch Me If You Can
Schindler's List
The Last King of Scotland
The Basketball Diaries
Tracks
Lawrence of Arabia

bir de control

Frost/Nixon
Rush

eeqlaehuje sağolsun hepsi yazılmış zaten de ben şunu da çok sevmiştim:

Louis Cyr

Catch Me If You Can +1

(bkz: la danza de la realidad)
çok farklı ve güzel.

rush +1

bob marley'in marley i yeni indirdim,güzel olacağına inanıyorum

6- bm, dust stun

6- slark'ın ultisine gem dust falan hiçbir şey işlemez.

1- mayınların damage tipine bağlı. fizikselse almazsın değilse alırsın.

1. techiesin mayınları büyüsel vuruyordu sanırım o yüzden damage alırsın.

2. sandstorm 25/50/75/100 vuruyor. dolayısıyla 4. seviye hariç düz vurursan daha iyi.

3. pa earlyde çok da fena olmayan bir hero. evet kırılgan ama kill alma potansiyeli yüksek.

4. wknin farmina oynanışına ve diğer herolara göre değişir.

5. oyununa göre değişir. ama blink/staff her supda olmalı durumlar kötü değilse.

6. alan stun. jakiro leshrac lion nyx vs.

7. normal auto attack yapıp yine son vuruş yapacaksın. zor değil :D ganklerle kalabaliklasip pushlamak da olur tabii.

1- alırsın

2- sandstorm daha mantıklı her türlü

3- pa earlyde çok kötü değil, ama iyi de değil, supportu sallamıyacaksın

4- itemi bol ise sağlam damage vurur sona bırakmamak lazım, bu çok değişken bir soru

5- oyununu, herona göre değişir. örneğin rubick varsa karşıdada ulti bolsa mantıklıdır

6- void olabilir

7- dakka 7 civarında mancınık gelen creep wawe den bir önceki wawe i stacklamadan pullayacaksın, mancınıklı wawe + önceki wawe birleşecek ve safelande trilane olarak adamların offlane kulesini alacaksınız. sonra pusher supportlar mide veya offlane e gidecek ve oradaki kuleleri alacaksınız, o arada carry 1 core itemini almış olacak sonra 5 man gogo.

oynamak isteyen eklesin, görüyorsunuz çok şey biliyorum ^^ rank 4k
steamcommunity.com

1- technies'in mayınları fiziksel vuruyor artık. alleria'nın da skilli tüm fiziksel ataklara %100 evasion sağlamak üzerine. açıkçası emin değilim, fakat vurmuyor olabilir.

2- late game'de tabi ki sand king'in sağ kliki sand storm'dan daha fazla vuruyor fakat sand storm alana vuruyor. bence sağ klik daha çok iş yapar.

3- dagger + blink kombosunu hafife alma, ayrıca hero farmlamak kadar sağlam altın getiren var mı arkadaşım :)

4- wk armlet'ı bitirdiği andan itibaren çok feci oluyor. en azından kendisinin kilitlediği bir kişiyi feda edip karşı takımdan diğerlerini indirmek, sonra wk'ya dönmek bir çözüm. ama genelde wk armlet'ın yanında dagger da aldığı için initiator oluyor ve mecbur ona abanıyorsun. aslında kendi takımınızın dağılımı burada iş yapıyor, mesela gondar varsa, gondar önce sup'ları temizleyecek siz wk ile uğraşırken. adam adama savunma mantıklı yani :) wk'yı sona bırakmak hakkaten tercih meselesi ve o anki duruma göre belli oluyor. wk'yı sonra bırakacağım derken bir anda wk sizden 2 adamı indirebiliyor bile önceden.

5. ya ben meka'yı pek kullanamıyorum açıkçası. erken meka iş yapabiliyor hakkaten ve takımda birinde bulunması şart. o mobility item'larını alasıya kadar takımla dolaşmak mantıklı.

6. bm kas, ghost scepter kas, uçurma kas. slark'ı durdurmak kolay. axe, tide falan...

7. rat dota'da yükleniyorsun, en azından takımda bir psuher oluyor o yükleniyor paso.

iyon pansiyon var: www.iyonpansiyon.com

@icemint öneri için teşekkürler, mekan çok güzelmiş fakat dolu. yer yokmuş.

öğrenci insanlarsanız rakı balık pahalı kaçabilir restoranlarda

@freebird bir 30-40 lira ayırdık gibi kişi başına...

foça ensar pansiyon, sadece yatmalık güzel, rakı balık kişi başı 30-40 a çıkamazsınız diye düşünüyorum foçada, izmirde balığın kaynağı olmasına rağmen fiyatlar izmirden yüksektir

Merhabalar,

Gün olur başka birisine lâzım olur diye buna bir cevap yazayım dedim, hemen söyleyeyim 18 Nisan 2014 bu cevabın tarihi; biz Foça'ya 11 Nisan'da gittik.

Geçen hafta cuma gününden gittik, bir gece kaldık. Kaldığımız pansiyonun adı Küçük Deniz Pansiyon. Yeri çok merkezde, hatta bir yabancı olarak şöyle söyleyeyim, sanki mekanları onun etrafına kurmuşlar, öyle. Zaten mekanların yüzde 90'ı sahil şeridinde, sıkıntı çekmezsiniz. Diğer pansiyonlar da çok uzakta değil, fakat 1-2 tanesi bir sokak içeride kalıyor sahilin; yine de uzak değiller. Zaten bahsettiğim sahil şeridi de çok uzun değil, böyle V harfini andırıyor mekanların sıralandığı yer. Gerçek kıyı çok uzun, adım başı tekne/yat falan var zaten fakat askeri bölgeden kale'ye kadar olan kısımda mekanlar; sonrasında bir şey yok pek... Neyse, biz o pansiyonda gecelik 100 liraya kaldık, açık büfe kahvaltı dahil. Sanırım nisan başından itibaren yaz fiyatlarını açmışlar, zira 2-3 ay önce giden arkadaşlarımız neredeyse yarı fiyatına kalmışlardı.

Akşam rakı-balık mekanı olarak Foça Deniz Balık Restoran'ına gittik. Öğrenci olduğumuzu falan söyledik, sağolsun kibar şişmanca saçı olmayan bir abimiz (çok kötü tarif ettiğimin farkındayım da, adını öğrenemedim kusura bakmasın; zaten sanırım sahibiydi mekanın.) yardımcı oldu, indirim de yaptı; deniz mezgiti + seçtiğimiz 2 meze + salata + 35'lik yeni rakıyı 100 liraya bağladık. Balığın tadi çok çok iyiydi, mezeler de tazeydi; vallahi 10 numaraydı. Başka mekanlarda aşağı yukarı aynı fiyatlar, bir mekan aynı menüyü (kültür çipurası bu arada) 105 liraya verdi, başka bir mekan kazık atmaya çalıştı 120 dedi yine kültür çipuralı salatasız menüye falan... Uyanık olmak gerek. Aslında kilo üzerinden satış yapıyorlar normalde, bize kıyak geçtiler işte başbaşa sevgiliyiz diye :).

Balıkların cinsine ve kültür/denizden oluşuna göre kilo fiyatları 30'dan başlıyor 80,90 gidiyor. 35'lik rakıyı 55 diyen var, 65 diyen var; araştıracaksınız. Mezeler genelde 6'şar lira, deniz ürünlü mezeler 12 lira, salatalar 6-10 lira arası.

Bizim gitme amacımız uzun zamandır olamadığımız için başbaşa bir gün geçirmekti, yaptık da. Öğleden sonra pansiyona yerleştik, bayaa yürüdük, Foça'yı keşfettik, fotoğraf çektik bol bol; akşam rakı balık'tan önce de bu anlattığım restoranın dibindeki (denizi arkanıza alırsanız soldaki) mekanda birer bira içip tavla oynadık (şişe 50'lik efes + çerez + mısır= 7.5lira idi, başka mekanlarda 10 gördüm). Biralar hem yorgunluğumuzu aldı, hem de öğleden beri yemediğimizden adam akıllı bir şey, azıcık karnımızı doyurdu :). Malum, rakı-balık'la çok da karın doymuyor, ekmeğe abanmaya gerek yok.

Yattık, kalktık; kahvaltı 10.30'a kadardı, açık büfe; kahvaltımızı yaptık adam gibi, sonra çıktık bisiklet kiraladık. Orada da kıyak geçtiler bize, bir buçuk saatine 2 bisikleti 10 liraya kiraladık. Bastık gezdik, ancak Eski Foça bayağı küçük bir yermiş sanırım, birer Türk kahvesi içtik mekanların birinde, buna rağmen bisikletleri bir buçuk saat dolmadan teslim edebildik. Böyle geze geze, yiye içe (midye falan da yedik de :) 24 saati Foça'da geçirdik, güzeldi. Yani, para problem değilse bir gün daha fazladan kalınabilir de, çok fazla yapacak, gezecek görecek bir şeyler yok orada; sıkılırsınız bence. Bir gece konaklamak yetti.

Cumartesi günleri sanırım askeriyenin çarşı izin günü, resmen sabahtan öğlene kadar 10-15 tane falan dişi gördüm, bunların 5'i zaten kahvaltıda gördüklerimdi, resmen sausage party moduna bürünüyor şehir :). Hakkaten abartmıyorum, görmeniz gerek :D

Kısaca, 24 saat bize kişi başı yaklaşık olarak 150 liraya patladı. Konaklama, ulaşım, rakı-balık lüksü ve bira, midye gibi lüksler dahil bu fiyata. Hatta Foça'ya gitmeden önce öğlen İzmir'de yaptığımız Burger King çıkartması bile dahil buna.

Bence siz de böyle kafa dinlemek için falan sakin bir yer arıyorsanız, Foça'ya bir göz atın derim. İzmir'den ulaşım aktarmalı olsa da çok kolay, İzban'dan Eshot aktarması yapıyorsunuz, yarım saate Foça'dasınız.

eksisozluk.com

sandisk backup plus slim 2tb.

eğer çok sık taşımayacak, bir desktopla beraber internal hdd gibi kullanacaksan 3,5" yok sürekli bilgisayarlar arasında veri transferi v.b. için kullanacaksan 2,5". 3,5" için priz araman gerekirken, 2,5" bağlandığı bilgisayardan güç alır. ancak 3,5" olanlar 2,5" olanlara oranla çok daha ucuzdur.

bütçe nedir?

playstation 4 alın.

fantezilerle dolu bir gece

her erkeğe gidecek 2 şey: saat ve klasik zippo

kalem

klasik giyinmesini gerektiren bir mesleği olduğu için ben de kravat almayı düşündüm lakin sonra bir yıldönümü hediyesi olarak küçük gibi gelmeye başladı gözüme, saate ağırlık vereyim diyorum. evet saat olabilir. playstation 4 almayı çok isterdim lakin bütçem en fazla 250 tl :(

Saat takmayı seviyorsa saat alınabilir.

valla iç çamaşırı al bence kendine, çok sevineceğini tahmin ediyorum

gaming.logitech.com

kol düğmesi ve eğer kol düğmesini kullanabileceği bir gömleği yoksa kaliteli bir gömlek.

Para problem değilse, biraz bekleyip yeni çıkacak olan nvidia geforce gtx titan z almak.

edit: bütçe 250tl imiş, ablacım naptın sen ya; adamın yerine ben üzüldüm, heves etmiştim.

şaka maka, daha makul yaklaşırsak, saat yerine mesela kahve içmeyi falan seviyorsa işyerine giderken falan şöyle bir şey alınabilir.
www.dr.com.tr

eğer biraz nerdlük geeklik falan varsa bu yönde bir şeyler alınabilir, mesela star wars hayranı ise, bir robe ve ya action figür.

ciddiyim, mesela biri bana şunu alsa çok sevinirdim: www.thinkgeek.com

ilgi alanlarını bilmek lazım yani...

Kravat almayın. Erkekler %90 takım elbise giymeye bayılmaz. Sadece işi veya hayatı bunu gerektirdiği için kabullenir. Büyük bir tutkuyla takım elbise koleksiyonu yapan erkeğe de zaten kravat alınmaz. Adam tüm takımlarına en az 2 şer kravat dizmiştir.

Saat almayın, en az 2000tl bütçe ayırmayacaksanız saat almaya gerek yok.

İç çamaşırı: Fazla riskli, ne tarz iç çamaşırı giyiyor bilmiyorsunuz ve iç çamaşırını değiştirmesi de mümkün değil. Slip don mu boxer mı trunk mı ne giyiyor adam?

*Düz klasik az yazılı veya yazısız biraz pahalı bir t-shirt alın.
*İçtiği içkiyi biliyorsanız onu alın. Ben asla güzel bir skoç a hayır demezdim. Bir kadın bana en az 18 yıllık iskoç viskisi hediye etseydi gözümde çok değerli bir yere gelirdi


Hediye almanın sırrı kişiye normalde "o kadar" para vermeyeceği bir şey almaktır bence.

gamer ise steam'de çok iyi oyunlar var, onlara bakabilirsin.

sıradan biriyse her şeye sevinir bak.

oyuncak oyuncak oyuncak

belki bir uzaktan kumandalı araba, belki bir helikopter, ya da nerf tabancası, Lego seti vs.

Ben saat derim. Bana saat alınsın isterdim :))

erkek hakkında biraz bilgi verseniz ona göre tavsiyelerde bulunsak :)

Bir erkeğe verilebilecek en güzel hediye kadınlar tarafından en iyi bilinen şeydir. Hani o her kadının bildiği şey. Pardon gülücük nereyedi acaba yanaktan mı vereceksin gülücüğü? =D

playstation 4.

çıldırır.

saat fikri iyi ama 250 liraya klasik giyime uygun kaliteli saat bulmak çok zor. saat dediğin evladiyelik olmalı-bana göre.

yazılmış ama; şık bir kol düğmesi bulunabilir, kalan paraya da (beden ölçülerini gizlice almak kaydıyla) bir gömlek diktirilebilir, yaka içinde özel bir mesaj dikilmiş halde. gömleğin ipek olmasına gerek yok, yine şık olsun da fazla kaliteli olmasın bütçeden dolayı. günlük kullanımda giymez zaten, gayet özel bir hediye olur.

hemcinslerim kullanmamakta diretiyor ama kravat iğnesi de şık bir alternatif olabilir. lazerle falan dışı bozmadan bir şey yazılır iç tarafa, takımı da tamamlar hem. bütçenin tamamına gayet hoş örnekleri bulunabilir.

yahut kaliteli bir dolma kalem.

Cok net oyuncak. Or: En sigirindan en enteline kadar rc helikopter ile mutlu olmayacak adam tanimiyorum etrafimda.

kaliteli içki seven biriyse bir şişe kaliteli bir içki alabilirsiniz, bir diğer alternatif de fiyatlarından emin olmasam da kindle. aklıma bunlar geldi.

mercedes cls shooting brake bence

ickilerle arasi varsa, kokteyl hazirlama seti de guzel olabilir

Avukatsa ve evrak çantası iyi değilse güzel bir evrak çantası alabilirsiniz. 250 TL'ye iyi bi çanta bulabilirsiniz.

Üzerinde ismi yazili bir kalem olabilir. Ya da cüzdan.
(kişiye özel bir hediye yani)

ya oyuncak diyenlere neden tik yok?
Valla da bu cevaplar içinde 200-250 TL civarında ve 30 yaşlarında bir adama alınabilecek en güzel hediye oyuncak

ps4 demiştim ama bütçe belirtildikten sonra benim de önerim oyuncak. oyuncak dediysek peluş ayı değil tabii. uzaktan kumandalı helikopterler 50 liradan başlıyor. 250 liraya çok daha güzelini alırsınız.

35 yaşındayım. 20 aylık oğluma aldığım uzaktan kumandalı arabayı oynayacak yaşı gelene kadar dolaba kaldırmıştım. dayanamadım çıkardım kendim oynuyorum şimdi.

tube yazan yere adres cubugunda repeat yazman yeterli.

lizzie4life.hubpages.com

android kullanıyorsan pvstar+ diye bir uygulama var.

Birçok yöntem var
tekil3.şahıs'ın dediği gibi

www.youtube.com/... yerine www.yourepeat.com/.... yapılabilir. Benzerleri:

www.youtube.com/.... yerine www.repeatyoutube.com/.....
www.youtube.com/... yerien www.endlessyoutube.com/....

bazı havayollarının servisleri var bileti henüz almadıysanız , onlara bakabilirsiniz .

Otogara gidip otobüsle gidebilirsin ama 8 de inip yetişemezsin zor yani. Taksi pahalı tutar. 1 saatten az fazla sürüyor. Araç kiralayabilirsin bence navigasyonlu. Zaten kuşadası-izmir arası otoban + düz yol sıkıntı çekmezsin bence. Bir de atlas jetin sanırım servisi oluyor ama o yazın galiba bir de o sanırım sırf limana geriye dönüşü yok.

www.atlasjet.com
Atlasjetin Kuşadası servisi var ancak İstanbuldan geldiğinizi farzederek ilk uçak 08:20 de iniyor siteye göre. Bu dademekki 11 gibi Kuşadasında olursunuz.
Pegasusun sitesi de transfer için (sanırım başka bir transfer firması, özel araç, tek yön 145 TL fiyat verdi) www.flypgs.com
Belki h.alanında geri getirme de konuşularak taksicilerle pazarlık edilebilir, git gel 200 şeklinde. Risk tabi.
Bir de tabi İzban aktar Metro - Bornova - Otogar + Kuşadası otobüsü alternatifi var o da ayrı.

Daha dün kız arkadaşım aynı soruyu sordu havalimanındakilere, firmaların Kuşadası servisleri Haziran ayında başlayacakmış, 14 lira olacakmış.

Sanırım sizin işinize yaramadı bu bilgi ama paylaşayım dedim.

edit: Bir önceki entry'i gördükten sonra belirtme ihtiyacı hissettim, kendisi pegasus'la konuşmuş. Kendisini aradım, bu işe shutter mı ne deniyormuş, dedi ki, ilk önce geleceğiniz firmayı arayın işte şu saatte kuşadası'na var mı diye, yoksa en son havaş'ı arasın dedi.

havaalanı içinden izban ile cumaovası'nda inip kuşadası dolmuşlarını kullanabilirsin.

www.kusadasitransfers.co.uk

www.shuttledirect.com

www.morandmore.com transfer hizmeti araç kiralama hizmeti veriyorlar.ben kullandım oldukça iyiydi.444 9 667

www.kusadasihavalimaniservis.com

20 lira. Umarim hayal kirikligi yaratmaz.

Edit: yaratmadi.

Küçük indiana Jones tadında bi sey miydi, doga ustu guc yoktu sanki, ne dersiniz?

evet evet o tarz ama çocuk sanki normal bir insandan daha hızlıydı diye hatırlıyorum.

hatırladım izlerdim de ismini çıkaramadım, hatırlarsam editliycem.

unnatural history

Bi siyah kankasi bi de kiz vardi. Adini ben de cikaramadim.

Pardon siyah değil, babasının arkadadinin ogluydu, hocanin oglu

Unnatural history doğru

nereye bu gidis +1.

çocuk, yanlış hatırlamıyorsam, ya avusturya yerlileri ya da tibet rahipleri (rahip değil de bir şeydi adları onların) ile büyüdüğü için öyle, hani süpergüç yok da kendini eğitmiş.

edit: farkı bir diziymiş sanırım.

süper güçleri değil de dünyanın üçyüzbin ülkesinden öğrendiği numaralar vardı. kabilelerden falan. ben kanka kıza hastaydım..
www.lucywho.com (küçük sanmayın, 28 yaşında)

Ayni dizi susamli arkadaş, ben smirna da aynısını diyor. Hepimiz aynısını diyoruz. Imtiyazsiz sinifsiz... :)

evet unnatural history, ne güzel diziydi o ya. kuzeniydi diğer erkek olan. babası da okul müdürüydü, çocuğun dayısı oluyordu sanırım. ne kadar akrabalık ilişkisi varsa bana sorabilirsiniz.

yorum iyimiş cevabı orda.


recep ivedik 7

diyet yapar banko.

kan da benim damar da benim der.

lan inanılmaz sevimli bir şey.. bu sempatiyle çok kız kaldırır..

"buralar hep bizim, adamın aklını alırım" der.

Nasıl oynanacağı altta yazıyor, aynı sayıları birleştirip 2048'e gelmeye çalışıyorsunuz işte. Gelince devam etme şansınız var, yenilene kadar skor yapabilirsiniz.

onatm.github.io

alt alta veya yan yana olan iki aynı sayıyı gördüğün zaman onları ok ile birleştiriyosun. mesela sağ ve solda iki var. oka basıyorsun üst üste gelip 4 oluyor.

5. denemede 2776 yaptım ha. böyle beceri isteyen oyunlarda berbat olduğuma göre biraz şans işi bence. oynadıkça alışıyor insan.

1.yön tuşlarıyla.
2.oynayarak.

taktik sormuş arkadaş daha ziyade. ben 1024 yaptım en fazla. sayıları topladığın blokları köşelerde tut araya 2-4 falan kaçarsa tekrar oradan çıkaramadığından alan kalmıyor ve oyun bitiyor. dikkatli sabırlı olmak yeter.

oyunu kazanmak için, mesela küçük sayıları her zaman alt tarafta tut en büyük sayın ise sağ/sol üst köşede olsun hep. onu hareket ettirmemeye çalış. eğer hiç bir zaman 2'leri yalnız bırakmazsan - büyük sayıların arasında kalmazlarsa yani - kazanması çok kolay.

Bence Erman Toroğlu ve Volkan Demirel bu işin ağa babaları. Onlara soralım.

eksisozluk.com
eksisozluk.com

Gelen kutusunun diğer kısmına düşüyor.

onun ayarlarına bağlı. arkadaşlarım ve arkadaşlarımın arkadaşlarından gelen mesajları gelen kutusuna aktar seçeneğini seçtiyse ve ortak arkadaşınız varsa (asgari sayıyı bilmiyorum yine de) gelen kutusuna düşer. ortak arkadaş yoksa hiç şansın yok tabi.

diğer kutusuna düşüyor.

seven ve oynayan bir insanım desen önermek daha zor olurdu, kenarda köşede kalmış unutulmuş oyunlardan bahsederdik ama zaten türe çok aşina değilsen şu listeye bak, burdaki oyunların youtube den gameplay videolarına göz at ve karar ver derim.

www.metacritic.com

Dishonored - FPS look
BF4

bioshock serisi

ben de şunu sormuştum:
eksiduyu.ru

fps derken aslında açmalıydım tam olarak fps istiyorum ben. battlefield tarzı toplu tüfekli. bf4 en iyisi midir şu an ?

Bulletstorm

false pretension +1

bulletstorm baya güzelmiş ama ben gerçekçi bir şeyler istiyorum. bf 4 müdür en iyisi ?

Battlefield 4 kesinlikle.

battlefield 4 en iyisi mi? diye baslik acsaymisin daha iyi olurmus sanki.

he en iyisi. onu oyna.

Ya tam hatırlamıyorum ama ARMA serisi fps miydi? Eğer öyleyse, bf4'ten daha gerçekçi.

Bf4 en iyisi oynanabilirlik oyun falan filan ama hikaye de cok gereksiz :( huzun ya

Kullanacağınız herhangi bir argüman fikrini değiştirmeyecektir çok çok büyük ihtimalle. Ortam zaten her an gergin, o yüzden he deyip geçin derim.
Sonuçta Tayyip ya da cemaat, giren yine bize girecek her türlü.

@whoosie Konuşmaya başladığında karşısındaki kişiyi ya ikna ediyor ya da sessiz bırakıyor. Haklı/haksız olduğu yanları yazabilir mi birisi? Yani Gladio benzeri yapılanmayı indirmenin Kleptokrasik bir hükümeti indirmekten daha önemli olduğunu savunuyor.

Abi beni bile ikna etti buradan eheh. Şaka maka mantıklı bir tarafı var.

Haklı olma ihtimali düşük olan taraf: Tayyip'i halk ezemez kolay kolay.
Benim görüşümle uyuşmayan taraf: Fethullah Gülen'in çok zararlı bir insan olduğunu düşünmüyorum.

@aguilas negras İşte diyo ki 2 dönem geçsin 3 dönem geçsin eninde sonunda gidecek recep ama fetullah gibi paralel yapılanmalar baki kalıp, bir milletin geleceğini tek elden kontrol ettiğini söylüyor.

la 11senedir cemaatle beraber ülkeyi sömürdüler tayyip türkçe olimpiyat!larında buraya falan çağırdı sonra adama sallıyo burlardan yok paralel devlet yok örgüt yok chpye yanaştılar lan 11senedir beraber yiyen siz değilmisiniz bu halk bunu nası görmüyo lan deliricem ülkemdeki insanlardan utanıyorum artık bırak koyunu amip bile olmaz bunlarda

Kaç gündür tartışıyoruz bu konuyu. Ne olursa olsun tayyip gitsin diyen arkadaşlarım da var tayyibin ne olduğu belli, önemli olan ne olduğu belirsiz olan gücün alt edilmesi gerekliliğini savunan da var.Kafasındaki fikri silmek yerine siz de oturun düşünün ben henüz karar veremedim ki günahım kadar sevmediğim bir hükümetin başıdır kendisi.

Birisi bu arkadaşımı nasıl ikna edeceğimi yazabilir mi? Çünkü neredeyse ikna etmek üzere beni de. Sağlam dayanak noktası lazım ki en azından kafasında soru işareti kalsın. Ayrıca chp neden cemaate doğrudan resti çekmiyor ne mal olduğunu bile bile? Hatta CHP'li Akaydın cemaatin deveti üzerine ABD'ye gitti. Zaman gazetesinde chp yanlısı haberler vs.

Sadece soru şu CHP, cemaat sayesinde lider konuma geçerse statükodan fayda mı sağlar yoksa rest çekebilir mi?

Arkadaşının dediği çok saçma değil. Daha önce buralarda bir duyuruda ben de aynı şeyi yazmıştım ama CHPli kardeşlerim biraz sert çıkmıştı. Eğer CHP de cemaat desteğiyle ülkenin başına gelirse yine aynı şeyler olacak. AKP başa gelirken cemaatle can ciğer kuzu sarmasıydı. Çıkar çatışması olunca bir anda cemaate karşı oldular. Cemaat o kurumlarda, polis teşkilatında, yargıda mozambik hükümetinin desteği ile yuvalanmadı. Bu hükümet ve cumhur başkanı zamanında yargının katledilmesiyle geldiler bu noktalara.

CHP cemaat desteğiyle başa gelirse (şu and arkasında cemaat var gibi bir iddiam yok ama o şekilde başa gelirse) AKP'den bir farkı olmayacak. Cemaat kendine hizmet etmeyecek bir partiyi des-tek-le-mez. Cemaat siyasi bir görüş değil. Bir çıkar için siyasi görüşü her seçimde değişebilir.

AKP'nin kalması cemaatin kalması ikileminde karar veremiyorum. İkisinden de kurtuluruz umudunu taşıyordum 17 atalık sürecinin başlarında fakat maalesef bu işi AKP kazanacak gibi duruyor. Cemaat gidince AKP artık dilediğince at koşturur. Halkın gücü karşısında falan eğilmez. Ben bu kadar kasetten sonra bile oylarının çok düşmeyeceğini düşünoyrum. Bu kadar olaya rağmen destek azalmıyorsa halkın gücü falan yok. Halk malk yok. Nasıl oluyor açıklayamıyorum ama bu adamların kendi kendine parçalanmasını beklemekten başka şansımız yok.

Akp mutlak gucu ele gecirirse hukuki ve anayasal duzenlemeleri vahsice yapar ve cemaati siler ancak sonrasinda daha da kontrol edilemez bir yapi olusturmus olur

Tayyip halkin baskisindan etkilenmez cunku iktidardan dustugunde karsilasacagi baski su anda yasadigi baskidan cok daha fazla olacagini biliyor, bunu yasadi.
Bu yuzden it urur kervan yurur kafasinda bi abimuz.

Cemaat konusunda arkadasin hakli ancak cemaat sonrasi kontrol edilebilir bir akp icin guclu bir muhalefet gerekiyor. Bunun yolu da once yerel sonra genel secimlerden geciyor.
Arkadasiniz akp-cemaat savasinda taraf secmek zorunda degil sadece guclu bir muhalefet icin bu secimde tatava yapmayip basip gecsin genel secimlerde de gonlunden gecen fakat baraja takilmayacak bir partiye oy versin.

Koalisyon hokumetlerinden cok cektik diyenlere biraz da biz cekelim diyorum
Bu adamdan cektigimiz bize yeter

Merhaba;

Arkadaşının dediği kısmen de olsa doğru fakat sonuçta Tayyip de 2002'den beri buralarda. Recep gibi bir başbakan eninde sonunda ezilecektir elbet de, 12 sene oldu artık ezilsin yani. Daha ne kadar, kaç seçim beklenecek.

Ayrıca feto tabi ki bir altyapı, fakat rte de kendi altyapısını kurdu. RTE ve çevresini artık sadece başbakan, hükümet olarak görmek yanılgı olur.

İlk etapta tayyip yerine daha aydınlıkçı, bağımsız, özgürlükçü ve kamucu bir yönetimin gelmesi, yerel olarak büyük iyileştirmeler sağlayacaktır. Bu kontrol içeride bir şekilde feto'yu da alt edebilirse tayyip'ten sonra, feto'nun dışarıdan etkisi büyük ölçüde azalacaktır.

Arkadaşının göremediği sorun şu; illa tayyip ve ya feto kazanacak diye bir şey yok. Yukarıda saydığım özelliklere sahip bir 3. parti/topluluk tüm dengeleri değiştirecek, ikisinden de büyük çoğunluğa ulaşacaktır kanımca.

Yani, eninde sonunda ezilecek diyor tayyip, ama sonuçta 12 senedir burada; ecelini mi bekleyeceğiz daha?

Düşman her zaman cemaatti, tayyip de cemaatin içindeydi zaten. Cemaatin tek rakibi olarak rte'ye oy vermek bence bir yanlış, o adamıtek rakip olarak görmek yanlış. Ben açıkçası çok da sol partizanı bir adam değilim fakat, kendisi sol partilere oyunu verebilir. O vermiyor, bu vermiyor diye diye bu partiler oy alamıyor.

Cemaatin önünü almak sadece hükümetle olacak iş değil. İnsanları bilinçlendirmek, cemaatin insanları kullandığını, cahalete sevk ettirdiğini anlatmak gerek.

cemaat sonrasi kontrol edilebilir bir akp icin guclu bir muhalefet gerekiyor.

Telefondan duzeltemedim 2.defa yazdim.
Bence olay bu
Terel secimde zaten cemaat vs hikaye ama genel secim icin bunu kullanin

Fethullah Gülen ve hangi kankilerini getirecekse onların Türkiye 'si henüz görülmediği için bilinmiyor, elbette yağmurdan kaçarken doluya tutulabilirsiniz, ancak ya zaten dolu yağıyorsa?

Tayyip Erdoğan ve AKP Türkiye 'si zaten anayasanın yok olduğu, ağır aksak işleyen hukukun tamamen sona erdiği, yolsuzluğun falan gündelik aktiviteler haline geldiği, yüzsüzlüğünse tavan yaptığı bir Türkiye. Zaten her anlamda yeryüzünde cehennem oldu burası, her geçen gün de Tayyip tek adam statüsünü perçinliyor, her geçen dakika üzerinde yaşadığınız ülke ciddi anlamda hayatınıza kastedilen, sağlığınızı, mevkinizi, paranızı, mutluluğunuzu kaybettiğiniz bir karadeliğe dönüşüyor. Ben de insan bunu nasıl görmez bunu anlamıyorum işte.

Kısacası; yerin dibini öylesine gördük ki buradan aşağı düşebileceğimiz pek alan kalmadı, dolayısıyla ülkeyi Tayyip hariç kime emanet ettiğimiz benim için fark etmiyor. Dahası Gülen 'le bile olsa CHP 'nin, Tayyip 'in aksine, tabanı tutucu, kırsal değildir, dolayısıyla dağılmadan, tabanını kaybetmeden aynı yolu devam ettirmesi güç. Hadi ki ettirdi; lan insan en azından şansımı denedim diye sevinir, tecavüzü kabullenip bacaklarını aralamış ne çok adam var arkadaş.

önemli not: arkadaşın türkiye hakkında, türk kültürü/geçmişi hakkında bir bok bilmiyor bence, ikna ediciliği geç. Türkiye 'de halk neyi kazanmış, kimi yenmiş, ne değiştirmiş, bırak allasen Tayyip 'i indirecekmiş, Tayyip 'i kendi haline bırakırsan 1000 yıl daha yönetebilir ülkeyi, yeterki ölümsüzlüğün formulünü bulsun.

önemli not 2: bu kadar yazdım çizdim ya, bu seçimden zebellah partisi çıksa yine seçmenin şartları aman da aman değişmeyecek, sadece düzenli olarak sinirleri hoplatmayacak bir yüz giydireceğiz televizyonlara. O sebepten vay efendim gladio, yok efendim pensilvanya 'yı bırakın da, ülkeyi şizofrene emanet etmişsiniz, ona odaklanın, emin olun Türkiye hareketsizliğe, küresel olaylara duyarsızlığa, önemsizliğe alışkın bir ülkedir, Tayyip 'in getirdiği İran seviyesine doğru koşar adım hareketten de yeğdir bu.

arkadaşınız içten içe cemaatin olmadığı bir akp'yi de merak ediyor olabilir. yani cemaati ortadan kaldırmış bir akp acaba nasıl bir hükümet olur? büyük bir soru işareti. ben düşünüyorum mesela, "lan acaba!?!" oluyorum kendi kendime. zor bi seçim..

bi de yukarda @denizrocket bi şeyler yazmış, o kafa yapısıyla biri gelip bana konuşsa koşarak akpye oy veririm.

@sumuklu asilzade Adam agnostik ve gezi dahil bir çok eylemlerde ön plandaydı rte'ye gönül vermiyor yani. Chp faktörü ile ilgili söyledim zaten. Chp cemaat desteği ile başa gelirse tarihin tekerrür edeceğinden korkuyor.

Arkadaşınız pek de agnostik değilmiş bence. Fazla düz mantık yürütmüş.
Cemaatin böyle güçlü bir şekilde var olmasının nedeni bu hükümetti. Yarın chp gelse cemaatçilere bu kadar fazla prim veremez. Tabanı izin vermez bir kere.

Peki ben kendi mantığımı söyleyeyim: Oy verirken; böyle güç oyunlarından ziyade, insan kendi ana ilkelerini göz önüne almalı. Güç birlikleri, daha kuvvetli olana oy vermek, ufak tefek parti değişiklikleri olabilir ama özünde kendi değerlerinize yakın bir partiye/adaya oy vermelisiniz.
Seçimde fethullan gülen ile tayyip erdoğan arasında tercih yapılmayacak.

Bunu da bir yana bırakın; tayyip erdoğan'ın halkın bir yarısını küçümseyen, hakaret eden, gezi'deki gençlere düşman askeri gibi davranılmsını onaylayan tavrını arkadaşınız zaten hoş görebiliyorsa hiç cemaati bahane etmesin, versin direkt oyunu. Suriye konusunda bir türk vatandaşı olarak beni utandıran, kafa kesen el kaidecilere sınırı açıp memleketi kevgire çeviren bir adama oy verebiliyorsa versin. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok. Bu aşamaya geldikten sonra arkadaşınızın safı belli olmuş bile. Siz kendinizi kurtarın bence.

arkadaşın düşünmüş ve kendince demokratik hakkını kullanarak devletin milletin bölünmezliğini sağlamak istiyor,e argümanıda haksız sayılmaz bence.kafasından bu fikri silmek için bir şey yapacağınıza konuyu kendi içinizde değerlendirmeniz daha doğru olur.akp yandaşı değilim ama ülkeye karşı bir oyun oynandığını ve halkın genelinin seçimine saygı duyulması gerektiğini,yakıp yıkmak yerine daha değişik bir kurallara uygun siyasi faaliyet gösterilmesi taraftarıyım.ve yapılanların türkiyenin istikrarsızlaştırmasına çalışıldığını düşünüyorum.

hocam kendi adıma konuşmam gerekirse, ben daha fazla bastırılamam, ha ne olur, boynuma ayak bileklerime zincirler bağlanır, öyle yaşamaya mahkum edilirim, o zaman başıma akpden daha beter bir şey gelmiş olur.

inanır mısın ben geleceğimi filan düşünmüyorum artık, her gün, ertesi gün ölecekmişim gibi hissediyorum, tayyip başa geldiğinde daha siyaset devlet polis nedir bilmememe rağmen o adamın suratını televizyonda ilk gördüğüm an bişeylerin yanlış gittiğini iliklerimde hissettim.

kusura bakma da benim gördüğüm şeylerin, yıllar boyu akp tarafından yapılan yüzlerce şeyin onda birini gören adam ne akpye oy vermeyi aklının ucundan geçirir, ne de akpye oy veren birinin oracıkta kafasını koparmamak için dişini sıkabilir, zira akpye oy verene adama inan hiç bir şey olmuyor, burada standart 'cahil cühela' yakıştırması yapmayacağım, zira cahil adamın bile kendi çapında bir mantığı var, insan değiller amına koyayım, ben o adamların varlıklarına lanet ediyorum zira benim hayatımın en verimli dönemi kasvet içerisinde geçti.

kişisel yönü bir tarafa bırakırsak(nasıl olacaksa o), arkadaşın akp sempatizanından ziyade biraz sanki televizyon gazete okuyup da yorum yapan insanlar gibi konuşmuş, fikrine kesinlikle saygı duymuyorum burada 'tabii onun görüşü yehu' demeyeceğim, demokrasi denilen sistemin bug testini bu ülkede yaptılar çünkü, ben nasıl zamanında 'kenan evren yargılanacak' diye umutlandıysam, şuan da 'tayyip gidecek' diye umutlanıyorum.

o arkadaşının kafasında akpye oy atmanın her hangi bir şeye iyi geleceği gibi bir düşünce varsa eğer ben olsam o adamla anında iletişimi keser, bir daha da suratına bakmaz düşmanım bellerdim, akp eğer cemaati de yenerse ben kendimi asmaktan başka bir kurtuluş göremiyorum zira bu diktatörlük ötesi bir yönetim şekli halini almaya başladı artık.

ben şunu anladım, benim hayatımı çekilmez hale getiren insanlara ne saygı duymak zorundayım, ne de bir allahın kulunun beni bu insanların suratlarına tükürmekten alıkoyabilme hakkı var, bu benim öz kardeşim bile olsa, bırak akpye oy atmayı, akpye oy atmayı düşünse bile düşmanımdır zira ben fındık kadar beyni olan bir kimsenin yetersizliğinin, kapasitesizliğinin, aptallığının bedelini benim için paha biçilemez olan ömrümün güzel yıllarıyla ödemek zorunda değilim.

(bkz: ehven-i şer)

yani bu fikir kısa vadede şu an en makul seçenek gibi duruyo.
ama aynı zamanda bu, tayyibi saddamlaştıracak sürecin ikinci basamağı olacak geziden sonra. saddamlaşmanın sonunda da amerikan demokrasisi var.

ya bu cemaatin oy oranı kaç ki bu kadar büyütülüyor? cemaatten biri %1 veya %1,5 civarı diyordu. ben bile %5 falan bekliyordum. e ne olacak o kadarcık oyla mı ülkeyi ele geçirecek? o yüzde bir, iki veya üç kaçsa devletin en önemli kurumlarına sızmıştı, sızacaktı. akp bunu engelledi. artık yoklar, bittiler. nokta. akp yerine chp gelince buyrun kardeşim akp sizi sepetlemişti ama siz gelin yine kadrolaşmaya devam edin mi diyecekler? ben buna zerre ihtimal vermiyorum.

Cemaat underground bir organizasyon. Tayyip ağa herhangi bir şekilde Gülencileri piyasadan tamamen silemez ama AKP'nin hakimiyeti zedelenebilir. Önce AKP'den kurtulmak gerekiyor. Cemaat ile ilgili olması gereken zaten dindarların oluşumun İslami bir niteliğinin olmadığını görmesi. O da zamanla olur umarım.

laço tayfa, sarp maden quartet, telvin falan olabilir.

bence direk mahmut tuncer'den gir. alışsın.

çok net tarkan abi.

tarkan´i bilmeyen yok oralarda.
ben duman, can bonobo, mabel matiz, mercan dede dinlettim. bonobo´yu begendi :D

luxus da olabilir

ben de onceden hic turkce muzik dinlemezdim. ne zaman yurtdisina tasindim, turkce muzik hayrani olup ciktim. genelde ezginin gunlugu, bulutsuzluk ozlemi vs. dinlemeye basladim. karnaval.com dan turkce muzik kanallarini dinleyebilir belki genel bir fikir edinmek isterse.

babazula güzel olur başlangıç için

zamanında polonyalı ergenlere dolapdere big gang dinlemiştim, bayılmışlardı.

(bkz: birsen tezer)

Ben benzer zevkleri bir kişiye Yeni Türkü'nün hareketli bir şeylerini, Dolapdere Big Gang'i, Everyway That I Can'i, Doğa İçin Çal'ları, Tarkan'ın şarkılarından birkaçını, birkaç da Candan Erçetin göndermiştim. Ama o beğene beğene Serdar Ortaç - Şeytan beğendi, şeytan tepesinden bakmayasıca.

İstanbul Blues Kumpanyası - Sair Zamanlar
Jülide Özçelik - Jazzistanbul

albümlerinde de güzel şarkılar var.

z ultra diyorum
note 2 kullanıcısıyım büyük ekran iyidir

bu ikisinden birini seçeceğime ya lg g2 alırım ya da note 3.

ama xperia z2'yi beklemek en mantıklısı.

Z1 kullanıyorum bende 5 aydır hiç bi sıkıntısı kusuru yok sony z serisi ile aştı her telefonu premium üretilio..z2 i bekle bence ne kaldı çıkmasına zaten.çünkü 1 ve 2 arasnda çok fark war

giremiyorum ama it's just you diye de teyit ettim. belki bizim ülkenin netindendir.

mersin ttnet google dns giremedim.

giriliyor bende